Kendimi hangi azize emanet edeceğimi bilemiyordum çünkü bir beyefendi benim karşımda ilk kez bu kadar sıkıntı yaşamaktaydı ve benim böyle durumlarda bir fincan çay ikram etmek dışında ne yapılması gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Gustave'ın dediği gibi zaman uçuyor. İnsan pazartesinde olduğunu zannediyor, oysaki çoktan perşembe gelmiş. Sonbahar bitiyor ve insan kendini birden yazın ortasında buluyor.
Hayat nihai bir klik ile yukarıya doğru bir harekettir;aynı zamanda da ılık bir kuyunun dibindeki alçak, beyaz,sarmalayan ve lavanta kokan bir gökyüzüdür.
.
.
"İki insanın birbirlerine en uzak olduğu an, karşı karşıya oturmuş, birbirlerinin gözlerine bakarlarken söyleyecek tek bir laf bile bulamadıkları andır."
.
.
Ama mantığı ona, gittiği yere kendisini de götürürse neresi olursa olsun korkunun mutluluğunu boğacağını söylüyor. O halde burada kalacak ve makul derecede bir mutluluk kovalayacak.
"İki insanın birbirlerine en uzak olduğu an, karşı karşıya oturmuş, birbirlerinin gözlerine bakarlarken söyleyecek tek bir laf bile bulamadıkları andır."
İki insanın birbirlerine en uzak olduğu an, karşı karşıya oturmuş, birbirlerinin gözlerine bakarlarken söyleyecek tek bir laf bile bulamadıkları andır.
"İki insanın birbirlerine en uzak olduğu an, karşı karşıya oturmuş, birbirlerinin gözlerine bakarlarken söyleyecek tek bir laf bile bulamadıkları andır."
"İki insanın birbirlerine en uzak olduğu an, karşı karşıya oturmuş, birbirlerinin gözlerine bakarlarken söyleyecek tek bir laf bile bulamadıkları andır."