"Peki, o neye inanıyordu?" diye soruyorum.
"Sevgiye." diye yanıtlıyor babam. "Sevginin, zamanın hiçbir zarar veremeyeceği, ölümden sonra da varlığını sürdürülebilecek bir şey olduğuna inanıyordu. Ona göre bir insan ne kadar sever ve ne kadar çok sevilirse hayatı o kadar kıymetli olurdu ve o kişi öldükten sonra bile bu sevgi var olmaya devam ederdi. Bu konuda haklı da "