1910 yılında Çanakkale'de doğan Bilbaşar, orta öğretimini 1929 yılında Edirne Öğretmen Okulu'nda tamamlamış, iki yıl ilkokul öğretmenliği yapmıştır. Yüksek öğretimini Gazi Eğitim Enstitüsü Tarih-Coğrafya Bölümünde tamamlamış, 1935 yılında mezun olmuştur. Aynı yılın resim-iş bölümü mezunlarından Bedia Bilge ile evlenmiş, İzmir'e yerleşmiştir. Hayatları boyunca biribirlerinden bir gün olsun ayrılmayan çiftin iki çocuğu olmuştur. Nazilli ve İzmir Karataş Ortaokullarında öğretmenlik yapan Bilbaşar 1961 yılında emekliye ayrılmış, bir süre siyasetle uğraştıktan sonra 1966'da İstanbul'a yerleşmiş, kendini tümüyle yazmaya vermiştir. Yazar 21 Ocak 1983'te ölmüştür.
Kemal Bilbaşar edebiyatla ilgilenmeye Gazi Eğitim Enstitüsü'nde başlamış, ilk öykülerini İzmir'de Cahit Tanyol ve İlhan İleri ile birlikte çıkardıkları Aramak dergisinde yayımlamıştır (1939). Bu dönemde Halkevlerinin açtığı öykü yarışmasında ilk ödülü kazanan yazar, 1945-1952 yılları hariç, sürekli öykü yayımlamış, radyo oyunları yazmış, pek çok gazete ve dergide öykü, roman ve makaleleri çıkmıştır. Tiyatro, senaryo ve ders kitapları da yazan Bilbaşar, 1961 den sonra daha çok roman türüne ağırlık vermiştir.
Aldığı Ödüller :
Bilbaşar 1939 yılında Budakoğlu öyküsüyle Ankara Halkevi Öykü yarışmasını, Cemo adlı romanıyla 1967 yılı Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'nü, 1970 yılında da Yeşil Gölge adlı romanıyla May Roman Ödülü'nü kazanmıştır.
Çıktığın yolda, bugün yelken açıp yapayalnız
Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervasız Yürü!
Hür maviliğin bittiği son hadde kadar
İnsan âlemde hayal ettiği nisbette yaşar.
Töre'nin adı batsın. Mal yabana gitmesin diye, anası gibi sevdiği, saydığı kadın, bıyığı yeni terlemiş ere avrat eden töreye töre mi derim ben? Dedesi yaşında, sakalı göbeğinde bir ere 12 sindeki kızı avrat eden töre yere batsın.
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Herkes biliyordur sanırım artık benim ÖlmedenÖnceOkunmasıGereken1001kitapListe takıntımı :)))
Bu yılki 1baska liste hedefim
benim liste takıntım bitmez tabi :)))
TürkEdebiyatındaOkunmasıGereken100Eser olan kitapları bitirmek umarım biter😁🙈😁
1.
Birçok yazar ile geç tanıştım bu zamana kadar ve hemen hemen hepsinde de bu kadar geç tanışmamda kendime içten içten sitem ettim; kendilerini biliyor olmasına biliyordum ama sadece kitaplarını okumamış kalemleri ile tanışmamıştım ama bir Kemal Bilbaşar var ki çok değil bundan 2 – 3 sene öncesine kadar değil kitaplarını okumak daha kendisini bile
Kitabı, Kemal Bilbaşar 1963 yılında yazmıştır.Gerçekçi romanın öncülerinden olan yazarımız, bu kitabında da ağa,şıh,maraba,şeyh,köylü ilişkisini ve bu düzenin getirdiği bozuklukları anlatıyor.Kibar Feyzo canlandı gözümde kitabı okurken.Sizinde çoğu karşılıklı sohbette kitabı okurken bu filmin sahneleri gözünüz önüne gelecek.Kitapta 3 ana karakter vardır.Bunlar Cemo,babası Cano ve eşi Memo'dur.Doğu Anadolu'daki sosyal sınıf ayrımını anlatır.Ayrıca kitap 1967 yılında TDK Roman Ödülü almış ve 100 temel eserden biridir.Kitapta benim en çok hoşuma giden kısım Kemal Paşa(Atatürk) ve Şeyh Sayıtlı(Şeyh Sait) gibi gerçek kişilerin geçiyor olmasıydı.Yazar, olması yüksek ihtimalli bir konunun kitabını yazmış anlayacağınız Cemo'da.Kitapta kadın erkek ilişkileri de çok güzel anlatılmış.Cemo'nun babası Cano'nun o bölgede herkes çocuğunu parayla satılmasına alışılmış bir dönemde,benim kızım sevdiğine,beğendiğine,hakedene,güçlü olana gidecek demesi çok hoşuma gitti.Ayrıca Atatürk'ün ağalık sistemini bozmasının ne kadar doğru olduğunu da gösteriyor kitap.Devlet içinde devletler olmuş bir düzende yaşamanın sıkıntılarından da bahsediyor.Kitapta aşk var,intikam var,gerçek bir olay var(Şeyh Sait İsyanı),sistem eleştirisi var,drama var,köy hayatı var.Kısaca aradığınız birçok konu var.Yazar ayrıca kitabı o bölgenin yöresel ağzıyla yazmış.Örneğin; abukat:avukat gibi.Beğeneceğinizi düşünüyorum.Puanım 9.
CemoKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 20161,622 okunma
Yazarla tanışma kitabım oldu ve uzun zamandır okuduğum roman türlerinin çok dışında bir tarzı vardı .
Bana bu kitabı nasıl tarif edersin diye sorsalar Nuri Bilge Ceylan filmleri gibi derim.
Orada calismaya başlayan her kamu görevlisini geldigi kisinin tam tersine dönüştüren, ruhunu emen,hayattan soğutan, mutsuz ve amaçsız bir insana dönüştüren