Geceyi tipi altında ve yol üstünde geçirmekten· başka çareleri kalmayınca atları arabalardan açmışlar, başlarına yem torbalarını geçirmişler, böylece nefes almalarını sağlamışlar.
Kendileri de henüz sıcak olan ekmek çuvallarına arkalarını sımsıkı dayayarak aç susuz, sabaha dek hareketsiz beklemişlerdi. İşte Erzurum'un tipisi budur.
Benim Aras kenarında bu anda yapacak tek işim abdest alıp cenaze namazına durmaktan ibaret kalıyordu.
İnsan bazen ne vahşi duygular besliyor. Bu anda eğer ordu kurmay başkanı karşıma çıksaydı dişlerimle boğardım sanıyorum!
-Ordu mu zayıftı, düşman mı güçlü?
-Hayır! Düşman hiç güçlü değildi ve orduda gözle görülür bir zaaf eseri yoktu.
-O halde nasıl oldu?
-...
- Sonsuz saygılar.
Bu dünyada adını koyamadığımız, cismini göremediğimiz kötü, hırçın ve zararlı bir ruh vardır ki hep korkaklara, kararsızlara sataşıp durur. Hesaplarını bozar, işlerini karıştırır, ne yapar yapar ceza çektirir.