Kristin Cashore, kuzey doğudaki Pennsylvania kırsalında dört kız çocuğun ikinci yılında büyüdü. Williams College'dan lisans ve Simmons College'da Çocuk Edebiyatı Merkezi'nden bir yüksek lisans derecesi aldı ve köpek koşucusu, şeker fabrikasında bir paketleyici, bir editör asistanı, hukukçu asistan ve bir asistan olarak çalıştı. bağımsız yazar. Birçok yerde (Sydney, New York City, Boston, Londra, Austin ve Florida Jacksonville dahil) yaşıyordu ve şu an Boston bölgesinde yaşıyor. Gracelling, ilk kitabı, ALA'nın Genç Yetişkinler İçin En İyi Kitabı idi. Ateş ikinci kitabı.
"Bana sataştığını biliyorum. Şunu bilmen gerek, kolay kolay bozulmam. Eğer istersen, benim için avlanabilir, her dövüşte beni ezebilir ve saldırıya uğradığımda beni koruyabilirsin. Bunun için sana minnettar kalırım."
Yabancı bir kitapseverde gördüğüm, ve görene kadar da asla ihtiyacımın olduğunu bilmediğim bir kitap listesi.
Kitaplığımın henüz okunmamış, öksüz ve yetim kalmış, benden şefkat ve sıranın kendisine gelmesini bekleyen sakinlerinin sayımıdır bu liste.
Sıfırlanmasını asla arzu etmeyeceğim, sürekli yeni kitaplar eklediğim kütüphanem ile benim
Bitterblue sessizce, "Ama hafıza böyle çalışır," dedi. "Her şey senin iznin olmadan kaybolur, sonra senin iznin olmadan tekrar geri gelir." Ve bazen de eksik ve çarpık gelirlerdi."
İnsanların serinin kitapları ilerledikçe güzelliği azalıyor demesine hiç anlam veremedim. Hepsi ayrı ayrı o kadar güzel ve keyifli ki. Üç kitabın birbiriyle olan bağlantısı çok güzel. İçim ısındı. Yazarı ve çevirmeni bu konuda çok takdir ettim. O kadar sade bir dile sahip ki okurken hiç yormuyor. Okumam çok uzun zaman aldı ama kitap sıkıcı olduğu için değil yoğun iş tempom yüzünden. Pegasus Yayınları seriyi Yedi Krallık Üçlemesi diyerek sınırlandırmış ve serinin diğer kitaplarını çevirmemiştir. Şuan beş kitap var ve altıncısı ise yolda. Çevirip yayınlamayacaklarsa bari telif haklarını bıraksalar da başka yayınevleri alıp bize sunsa. İngilizceden alıp okumaktan başka çare kalmıyor.
Okuduğum en güzel epik-fantastik-romantik hikayelerden bir tanesiydi. Dili oldukça duru ve akıcıydı. Karakterler ve yaratılan dünya o kadar hoş o kadar özgündü ki kendimi, roman bitince büyük bir boşlukta hissettim.
Dolu dolu, her türlü hissi yaşatan türden bir romandı. Katsa'yla Po'nun karşılaşması, Katsa'nın kendini keşfetmesi, birbirleriyle kurdukları iletişim ve bunlar olurken de karşılaştıkları olaylar silsilesi gerçekten çok güzeldi. Bu türden fantastik romanları sevenler bu kitabı mutlaka okusun derim, sevmeme gibi bir ihtimaliniz yok :)
Bu kitabın karakterleri bana çok sıradan geldi. Büyük aşklar nefretle başlar tarzı bir giriş vardı. Aslında sevdiğim gibi, karakterler birbirlerini yavaş yavaş tanıyorlardı ama o kadar yavaş tanıyorlardı ki sıktı. Sonra sanki o yavaşlık yazara da yetmiş gibi bir hıza kavuştu. Bu seferde cidden çok hızlı oldu. Yani doz tutturulamamış. Karakterlerin ağırlıkları oturtulamamış. O yüzden serinin bu kitabından hoşnut kalmadım. Güzel olan tarafı akıcılığıydı. Zaten okumaya çok vakit bulamadığımdan kitabın bu yönü işime yaradı.
İlk kitabı okuyanlar devamını mutlaka merak edecektir. Ama bu kitabın geçmişi anlattığını ve karakterlerinin farklı olduğunu bilmelisiniz.
3.kitapta kimleri okuyacağız bilmiyorum. Merak edip bakmadım ama yakında onu da okurum.