Roma Katolik Kilisesi ve öğretimi için yoğun bir nefret duyuyordu. Agnostik ve mutsuz bir gençlikten sonra, babası 1864'te gittiği Paris'te ona bir iş buldu. 1868'de Katolik yazar, Barbie d'Aurevilly'le tanıştı ve akıl hocası oldu. Kısa süre sonra dramatik bir dini dönüşüm geçirdi.
Bloy'nin çalışmaları Katolik Kilisesi'ne derinlemesine bağlılık ve muazzam bir özlem yansıtıyor.
"Paranın Tanrı olduğunu, bu nedenle insanların onu hu kadar istekle aradığını biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz değil mi? Bunu düşünemeyecek kadar gençsiniz. Paranın son derece iyi olduğunu,
son derece mükemmel olduğunu, her şeyin egemen Efendisi olduğunu ve bu dünyada O'nun emri ya da O'nun izni olmadan hiçbir şeyin meydana gelmediğini; sonuç olarak yalnızca O'nu tanımak, O'na tapmak ve O'na hizmet etmek ve bu araçla Ebedi Yaşamı elde etmek için yaratıldığımızı size söyleseydim siz bana hiç kuşkusuz kutsal şeylere hakaret eden deli bir kafir gözüyle bakardınız.
DİPÇE :
Her insan, en yakınındaki kişiye işkence etmek için yaratılmış bir şeytandır, sözünün sahibi Bloy, bu kitaptaki 12 öyküde insan ruhunun karanlıklarında gezerek kasvetli bir atmosfer yaratmıştır.
Açılış hikayesi Ihlamur'da azize gibi addedilen bir annenin çocuğunu öldürecek bir potansiyele sahip olması yolculuğun keyifsiz olacağının işareti gibidir...
Kara mizah anlatımla devam eden tüm öykülerde kişilerin ya da olayların tatsız yönünü fantastik bir şekilde gösteren yazar okuru çirkin bir gerçeğin ortasında bırakıyor.
Borges'in yazdığı ön sözle daha çarpıcı bir hale bürünen yazarın, acımasız fakat duru bir anlatımı olduğunu belirtmeliyim.
Hikayeleri art arda değil de aralıklarla okusaydım belki daha verimli bir okuma yapardım.Soğuk bir rüzgara kapılmış gibiyim.
Sevimsiz ÖykülerLeon Bloy · Kırmızı Kedi Yayınları · 2016348 okunma
Kitap tıpkı ismi gibi nahoş diyebilecegimiz on iki hikayeden oluşuyor. Yazar
Leon Bloy özellikle üst sınıftan, saygın insanların yeri gelince ne denli vahşileşebileceğini, intihar, aldatma, kaza, ölüm temalarıyla hikayeleri çok uzatmadan aktarmış. Sanki hikayeyi kısa tutarak etkileyiciligini arttirmaya çalışmış ve bence başarılı da olmuş. Çoğumuzun belki de görmek, duymak dahi istemeyeceği, insanoğlunun ikiyüzlülüğünü, çıkarcılığını yer yer rahatsız edici yer yer gülünç şekillerde gün yüzüne çıkarmış. İlk 3-4 hikaye kitabın en güzel hikayeleri diyebilirim. Sonlara doğru dili biraz ağırlaşmış ve hikayeler ilginçliğini kaybetmiş gibi geldi bana. Klasiklerden sıkılmış okurlara çerez niyetine tavsiye edilebilir. Yine de büyük beklentilerle okumayınız.
Leon Bloy'un 32 kısa öyküsünün 12 sinin bulunduğu, 1894 tarihli kısa öyküleri.
İsmi gibi sevimsiz öyküler. Benim için konusu da, okuması da sevimsiz oldu. Sanirım tarzını ve dilini sevmedim.
Öykülerinin bazılarından kısaca bahsedecek olursam;
"Ihlamur" öyküsü benim için en ilginç ve kabuledilebilir öyküsü oldu, bir annenin günah çıkarma esnasında ıhlamura zehir katarak birini öldürdüğünü rahibe itirafı ve tesedüfen orada gizlenen oğlunun bu itirafi duyması. İlginç olan oğlu hastalandığında annenin oğluna ıhlamur yapması.
"Evin Yaşlısı" hikayesi ise ıhlamurun tam tersidir ama dehşet unsuru azalmaz.
"Dişçinin Korkunç Cezası" ise ilginç bir cinayetin beklenmedik sonucudur.
Sevimsiz ÖykülerLeon Bloy · Kırmızı Kedi Yayınları · 2016348 okunma