"İnsanoğlu öyle bir deneyimle, öyle bir ıstırapla, öyle bir düşünce, bir ruh haliyle yüz yüze gelebilir ki artık ondan sonra ölüm yalnızca bir formalitedir. İşte o zaman, bunun bir sorumlusu varsa, ölenin en yakınları arasında aramak gerekir."
Çok severek okudum; bir çifte cinayet etrafında küçük bir kasaba hayatını, dedikodularını, hesaplaşmalarını güzel bir kurguyla anlatıyor. Üstelik tüm bunları okura âdeta o dedikoduları dinliyormuşcasına aktarıyor.
Tek eleştirim çevirisine ilişkin; olay Sicilya'da geçiyor, kitap aynı zamanda katolik toplum eleştirisi de içeriyor ve biz sürekli "Allah, yallah, allahaısmarladık" gibi sözcüklerle karşılaşıyoruz, en basit tabirle, olmuyor!