Lord Kinross

Lord KinrossAtatürk yazarı
Yazar
8.9/10
624 Kişi
2.189
Okunma
146
Beğeni
11,1bin
Görüntülenme
Mustafa Kemal hatıra defterine, "Dört aydır ilk olarak, az çok temiz bir havayı içime sindiriyorum," diye yazdı. "Çünkü Arıburnu ve dolaylarında teneffüs ettiğimiz hava çürümüş insan cesetlerinin kokusuyla zehirlenmişti."
Büyük tarih olaylarına katılanların davranış ve tutumları, ahlaklarının gerçek niteliğini ortaya çıkarır.
"Zaman ve olayların akışı bütün gerçekleri ortaya çıkarır ve gösterir."
Artık, Türklerin yoksun olduğu özgürlüklerden, yabancılar yararlanıyordu. Böylece devlet içinde güçlü yabancı devletler doğmuş, Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki yabancı baskısı o kadar şiddetlenmişti ki, Türklere, kendi vatanlarında kendileri esir, yabancılar ise efendiymiş gibi gelmeye başlamıştı.
Ama ne de olsa kötümser ve karanlık ufkun üstünde bir umut ışığı belirmişti.
Sayfa 125
Savaşmak için topumuz, tüfeğimiz olmayabilir, bu takdirde dişimiz ve tırnağımızla dövüşürüz...
Düşman bizi öldürmek isteğinde değildir,” dedi. “Düşmanın niyeti bizi mezarımıza diri diri gömmektir. Şimdi çukurun tam kenarında bulunuyoruz. Fakat son bir gayretle toparlanırsak, kendimizi kurtarmamız mümkündür.
Bu kuvvetin kaynağı, her şeyin üstünde olan şiddetli bir tutkuydu: Bir yurtseverin, ülkeye yararlı olduğuna inandığı şeylerle kaynaşmış tutkusu. Mustafa Kemal kendi adına iktidar ya da şan ve şeref peşinde koşmuyordu. Bunu sadece, yarının Türkiye’si üzerinde beslediği yapıcı düşünceleri gerçekleştirmek için istiyordu.
Aydın kafasıyla, savaşın yalnız silahlarla değil, insanların zihnine ekilip geliştirilecek düşüncelerle kazanılabileceğini görüyordu.
536 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhaba yeni bir kitap ile okumaya devam ediyoruz .Bu kitabı yaklaşık 2 aydır okuyorum evet cok uzun bir süre eğitimlere öncelik verdiğim için biraz yavaş ilerledi bir de beni tanıyanlar bilirler tarih söz konusu olunca sindire sindire okumayı her cümleyi her sayfayı zihnime kaydetmeyi tercih ediyor ve yazılanlar hakkında başka kaynakları da ele aldığım için süreç biraz uzuyor. Bugüne kadar okuduğum ATATÜRK kitapları arasında baş köşemde olacağını söyleyebilirim hatta okuduğum bir çok kitabın kaynak olarak alıntı yaptığı bir kitap olduğu için direk bu kitabı okumanızı tavsiye ederim ama şimdilik çünkü elimde bir de HAYDAR BAŞ'a ait HOŞGELDİN ATATÜRK adlı kitap var onu da okuduktan sonra karşılaştırma yapabilirim okuyanlar varsa bu iki kitap hakkında düşüncelerini de almak isterim .Lord Kinross kitabını üç bölüme ayırarak yazmış birinci bölüm doğumu eğitimi olgunlaşma süreci ve subaylık bölümlerini osmanlı imparatorluğu'nun gerileyiş ve çöküş süreci ile ele almış ikinci bölüm kurtuluş savaşına ve son bölüm ise TC 'nin doğuşuna ve aşamalarına ayrılarak vefatı ile sona eriyor kitap dolu dolu ve ATATÜRK'ü anlamak tanımak istiyorsanız size bunu hissettiriyor ve yaşıyorsunuz ben çok beğendim.
Atatürk
AtatürkLord Kinross · Altın Kitaplar · 20181,970 okunma
Yunanlıların Ege kıyılarına işgal bayrağını dikmelerinden birkaç gün sonra, Mustafa Kemal de kurtuluş sancağını Karadeniz kıyılarına dikmiş bulunuyordu. Şimdi Anadolu savaşı başlayacaktı. Türk milletinin tarihinde yeni bir yaprak açılmıştı.
Yurdun İtilaf Devletleri’nce işgali, nihayet önüne geçilmesi olanaksız bir felaket olarak kabul edilebilirdi. Ancak, yüzlerce yıldan beri küstah ve hain bir uyruk olarak bilinen Yunanlıların işgaline uğramak, hiçbir yurtsever Türk’ün sindiremeyeceği bir hareketti. Bu tam, Türk’ün savaşçı ruhunu bir kere daha ateşlemek için gereken kıvılcımdı.
O sırada Balfour’un yerine İngiliz Dışişleri’ne bakan Lord Curzon, Türkiye’deki durumu artan bir endişeyle izliyordu. Mart sonlarına doğru kabineye verdiği muhtırada Barış Konferansı’nın gecikmesi ve İtilaf kuvvetlerindeki galibiyet azminin azalması yüzünden, Türklerde direnme duygusunun canlanması tehlikesine işaret etmişti.
“Mustafa Kemal, “Büyüklük, memleketin mutluluğu için ne gerektiğini kestirmek ve doğruca bu amaca doğru yürümekten başka bir şey değildir… Kendi kendinin büyük değil, küçük ve zayıf olduğuna, ama hiçbir yerden yardım ummadan sonunda bütün engelleri aşacağına inanacak ve arkadan biri çıkıp da sana büyük adam derse gülüp geçeceksin.” dedi.”
İstanbul 'un işgali
"...İngilizlerin bir askeri bandonun mızıkacılarını silahlı asker sanıp öldürmeleri Türklere çok acı gelmişti....bütün evleri araştırdılar,mezarlıklardaki kabirleri deşerek içinde silah saklı olup olmadığına baktılar....Rauf Bey neşeli görünmeye çalışarak "Bırakın gelsin alçaklar,"diyordu "Buradayız işte."parlementonun kendi kendine dağılması değil işgal kuvvetlerince dağıtılması gerektiğini ileri sürüyordu.........İki yanında süngü takmış İngiliz erlerinin sıralandığı sokaktan geçerek Yıldız sarayına gittiler....."şu sular bu kafirlerin gelebilecekleri en son yerdir Anadolu çelik gibidir.Mücadelesinde başarıya ulaşacak. ""
Sayfa 305 - RAUF BEYKitabı okuyor
Resim