Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mahfi Eğilmez

Mahfi EğilmezÖrneklerle Kolay Ekonomi yazarı
Yazar
8.4/10
2.532 Kişi
10,2bin
Okunma
694
Beğeni
19,4bin
Görüntülenme

En Yeni Mahfi Eğilmez Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Mahfi Eğilmez sözleri ve alıntılarını, en yeni Mahfi Eğilmez kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyadaki en tuhaf duygulardan birisidir insanın yaşadığı çevreye, topluma, hatta dünyaya yabancılaşması. Bu duyguya kapılan insan bir rüzgârın önünde oradan oraya savrulan bir yaprak gibi hisseder kendisini.
Sayfa 366Kitabı okudu
Okuduğuna göre Osmanlı ile İtalya Krallığı arasında 1912 yılında yapılan Uşi Antlaşması da bu kentte imzalanmıştı. Bu antlaşma Osmanlı İmparatorluğu'na Trablusgarp'ı ve dolayısıyla Kuzey Afrika'yı kaybettiren antlaşmaydı. Antlaşma gereğince, 12 adaları elinde bulunduran İtalya Krallığı bunları Osmanlı İmparatorluğu'na vermeyi kabul etmişti. Ama adaların Yunanlılar tarafından işgal edileceğinden korkan Osmanlı yönetimi, onların Balkan savaşı bitene kadar İtalya Krallığı elinde kalmasının uygun olacağını düşünmüş, İtalya da bir süre sonra adaları Osmanlı'ya vermekten vazgeçmişti. Sonunda 12 adalar 11. Dünya Savaşı'nın ardından Yunanistan'a verilmişti.
Sayfa 207Kitabı okudu
Reklam
Sistemde etkinliği olan kurum Merkez Bankası’dır ve temel görevi fiyat istikrarını sağlamaktır.
Piyasa ekonomisi ne zaman krize girse Keynesyen ekonomi politikalarına sarılmış ve krizden çıktıktan sonra da onları terk etmeye yönelmiştir
Asıl olan arz değil taleptir. Ekonominin canlandırılması da, denetlenmesi de talep politikalarıyla gerçekleştirilebilir.
Kapitalizmin temel yasası ya sen ya da bendir. İkimiz birden değil. KARL LIEBKNECHT
Reklam
Düzgün bir sosyal güvenlik gelir-gider dengesinde bu oran, dört çalışana bir emekli düşmesi şeklindedir. Bu oran üçün altına düştüğünde sıkıntıların başladığı kabul edilir. Türkiye'de bu oran 1.9'dur. Bir başka deyişle Türkiye'de her iki çalışan bir emekliyi finanse etmektedir. Bu durumda, sistemin ciddi bir sıkıntı içinde olduğunu ve bu alanda bir takım düzenlemeler yapılmasının gerektiğini gösteriyor.
Sayfa 120 - Remzi Kitabevi
Laiklik veya laisizm devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans olarak alınmamasını ve devletin bu konularda tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan ilkedir. Fransızca kökenli bu terimin İngilizcedeki karşılığı din ve devlet işlerinin ayrı tutulmasını öngören sekülerlik veya sekülerizmdir.
Sayfa 91 - Remzi Kitabevi
Yasaların ve diğer hukuksal düzenlemelerin, bunları yapanlara ve uygulayanlara farklı uygulanması da ayrı bir sorundur. 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılan kamu kurum ve kuruluşlarında tasarruf genelgesi bunun en tipik örneğidir. Bu genelgede kamu kurum ve kuruluşlarının uyması gereken tasarruf önlemleri belirlenmiş ve Cumhurbaşkanlığı ile TBMM bu önlemlerden hariç tutulmamıştır. Bu gibi istisnalar bu tür önlemlerin ciddiye alınmasının önünde en büyük engeli oluşturmaktadır.
Sayfa 89 - Remzi Kitabevi
Hukukun Üstünlüğü
Türkiye'de hukuk devletinin gerekliliklerinin yerine getirilmeyişinin nedenleri, yasal düzenlemelerin eksikliğinden çok, yasaların tam ve objektif olarak uygulanmamasıyla ilgilidir. Türkiye'de yasalar güçlülere ve güçsüzlere farklı olarak uygulandığı için hukukun üstünlüğü ilkesi geçerliliğini yitirmiş görünmektedir. Bunun en tipik örneğin sıradan insanların karıştığı yolsuzlukların kavuşturup cezalandırılmasına karşılık, devleti yönetenlerin karıştığı yolsuzlukların soruşturulmasını sürekli önlenmesinden görebiliriz.
Reklam
Türkiye'ye 1923-2004 arasında 81 yılda toplam 15.4 milyon dolar tutarında doğrudan yabancı sermaye yatırımı girmiştir. Doğrudan yabancı sermaye yatırımının zirveye çıktığı dönem ise 2005 yılında Avrupa Birliğiyle tam üyelik müzakeresine başlama kararından sonradır. 2005 ile 2008 yılları arasında, Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerinin ciddiyetle yürüdüğü dönemde Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımları tutarı 71.5 milyon dolardır.
Sayfa 69 - Remzi Kitabevi
24 Ocak kararları yüksek oranlı bir devalüasyonla başladı ve bu yolla ihracat artırılırken ithalat da düşürüldü. Dönemin özelliği, sermaye hareketlerinin serbest olmaması ve sabit kur rejiminin geçerli olmasıydı. Bir başka ifadeyle, Türkiye devalüasyon yaparken diğer ülkeler paralarının kurlarını değiştirmediler. Bunun sonucu olarak da devalüasyon olumlu sonuç verdi.
Sayfa 66 - Remzi Kitabevi
Türkiye, AB ile müzakerelerde kopmasının da etkisiyle demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi alanlarda hızla geriye gitti. Bunların yanı sıra ekonomi politikasında neden-sonuç ilişkilerini karıştırılması, merkez bankası bağımsızlığının zedelenmesi, kamu hesaplarında şeffaflığın kaybedilmesi gibi ciddi yanlışlar yaptığı için kaçınılmaz olarak rakiplerinden geriye düştü.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.