Mahmut Karakaş

Mahmut KarakaşMüslüman Bilim Adamları yazarı
Yazar
8.0/10
3 Kişi
26
Okunma
4
Beğeni
2.553
Görüntülenme

undefined Mahmut Karakaş Sözleri ve Alıntıları

undefined Mahmut Karakaş sözleri ve alıntılarını, undefined Mahmut Karakaş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne zamanki Allah ﷻ ve Resulallah ﷺ 'e iman ve itâat azalmışsa, işte o zaman maddî ve manevî zararlara ve gerilemelere uğranılmıştır. Böyle zamanlarda eski cahiliye devrine dönüş göze çarpmaktadır.
Şimdi kim kimi daha iyi düşünmüş...
Bunlar gibi daha yüzlerce âlim ve eserleri... Bu eserler arasında yirmi otuz sayfalık risaleler bulunmakla beraber, on onbeş ciltlik ve her cildi 200-300 sayfalık eserler de mevcuttur. Bütün bunlar orta çağ Müslümanlarının ne derece büyük bir çalışma, araştırma ve keşifler içinde olduklarını göstermeye kâfidir. Adeta biz evlatlarının bugünkü halini sezmişcesine bize, Avrupa'ya ve İslâm düşmanlarına karşı, kendimizi savunabilmemiz için bir MÜDAFAANAME hazırladılar ve gittiler.
Reklam
Kimya, doğrudan doğruya Müslüman âlimler tarafından kurulan bir ilim dalıdır. Kimyanın kâşifi de, geliştirenide Müslümanlardır.
Yüce atalarınızın mübarek zamanlarında bilginler arasında yürürlükte olan kanun ve usul budur ki, bilginlerin en bilgilisi, en faziletlisi, en dindarı, din emirlerine en fazla uyanı, en yaşlısı Şeyhülislam ve müfti-i enam olurdu. Ondan aşağı Rumeli ve Anadolu kazaskerleri.. Bu tertip üzere istihkaklarına göre riayet olunurdu. Bir kere fetva makamına geçtikten sonra artuk azlolunmazdı. Çünkü fetva makamı, aziz, şerefli ve ilmiye mansıplarının seçmesidir. Onun itibarı başkasına benzermez.
Arapça’da geometriye hendese, bu ilimle uğraşanlara da mühendis denilirdi.
Sayfa 44
Melik Şahın Ordusunda Seyyar Hastaneler Kırk deve üzerinde taşınırdı.
Reklam
Elbette Müslümanlar dinine, inancına saldıranları sevmeyecekti. Müsbet ilmin yanında iman ve inançta şarttır. İslâm medeniyetinin gerilemesine bu maddelerin yalnız biri değil, üçününde birden tesiri olmuştur. de sunlara temas etmektedir
Halife Me'mun bir astronomlar heyeti kurmuştu. Bunların görevi Batlamyus'un keşiflerini incelemek, tablolar yapmak ve ayrıca güneşin üzerindeki lekeleri tetkik etmekti. Bunlar kendilerine verilen bu vazifeyi başarı ile sürdürdüler. Şam ve Şemasiye şehirlerinde 829'da rasathaneler kurdular. Çalışmaları sonunda Batlamyus ve eski Yunan astronomlarının birçok yanlış ve hatalarını bularak, bu yanlışları düzelttiler.
Nereye gitsem karşımdasın "Bedîüzzaman"
Bedîüzzaman el-Usturlâbî Hibetullah b. Hüseyin b. Ahmed, Ebü'l-Kasım el-Bağdâdî (2-1139) Doktor, filozof, astronom, şair. 11. yüzyıl sonları ve 12. yüzyıl başlarında yaşamış miislüman Arap âlimlerinin en meşhurlarırıdandır.Adının, Ebü'l-Kasım Hibetullah b. Hüseyin b. Yusuf (veya Ahmed) olduğu da söylenir. Bilhassa astronomide ve usturlap aletinin yapımmda çok meşhur olmuştur.Doğum yeri ve tarihi belli değildir. 1117 yılında İsfahan'da bulunmuş ve daha sonra Bağdat’a yerleşmiştir. Abbâsî Halifesi el-Müsterşid zamanında (1118-1135) astronomi aletleri yaparak, bu sayede çok zengin olmuştur. 1130'da Bağdat’ta Selçuklular sarayındaki astronomi rasathanesini idare etti. Burada hazırladığı Zîc-i Mahmüd'ı'yi, Selçuklu Sultam Ebü’l-Kasım Mahmud b. Muhamed’e (1118-1131) ithaf etti. 1139'da Bağdat’ta vefat etti. İlk defa icat ettiği cetvel, pergel vesaireden başka, o zamana kadar tamamlanmamış olan kürre-i zat el-kürsînin ek siklerini tamamladı ve bunun hakkında bir eser yazdı.Yine Hucendî tarafından bir arzda yapılan alet-i şâmilenin noksanlarını tamamlayarak çeşitli arzlar da yaptı. Bedîüzzaman el-Usturlâbî, şiirde de çok meşhur olmuş, şiirlerini bir divan halinde toplamıştır. Eserleri 1. el-Mu'ribü'l-Mahmüdî. Astronomiye dair zîcdir.“ 2. Dürretü’t-tâc. Şiirlericlir.
Bugün kullandığımız terimlerin hemen hemen hepsinin Avrupa menşeli olmasından dolayı, ilk bakışta bütün bunların Avrupalılar tarafından bulunduğu zannını bizde uyandırmaktadır.
Sayfa 45
Reklam
Hatta ilk İslâm hastahaneleri, her birinin içinde kendi dispanseri olan kadın ve erkek için ayrı ayrı koğuşlara bölünmüştü. Bunların bazıları ilaç bitkilerinin ekildiği, kendi bahçelerine bakıp yetiştirirlerdi. Daha büyük hastahaneler, doktorların diploma alabilecekleri tıp okullarına sahiptiler. Yalnız doktorlar değil, aynı zaman da belli cerrahi ameliyatlar ortaya koymuş olan eczacılar da resmî teftiş salahiyetine sahiptiler.
Nerede bir âlim yetişse muhakkak onu, bir hükümdar yanına alırdı. Alimlerin hükümdar hizmetinde bulunması, resmi kütüphanelerden faydalanması için de mühimdi. Günleri binlerce cilt kitap arasında, öğrenmek ve öğrenci yetiştirmekle geçerdi.
Önceleri toplama ve çıkarma işlemleri en yüksek rakamdan başlanarak yapılırdı. Bu şekildeki toplama ve çıkarmaya Biruni'de rastlanmaktadır. Fakat bu usulü Müslüman âlimlerin hepsi tatbik etmezdi. Amelî matematikte birler hanesinden başlanılırdı. Birler hanesinden başlama usulünü ilk defa el-Kalasadi (Ölm. 1486) tatbik etti. Bundan başka kesirler yazılırken iki rakam arasına çizgi konulmazdı. Bunu da onikinci asırda el-Hassar ilk defa olarak, kesirlerin bugünkü gibi aralarına bir çizgi koyarak ayrdı. Böylece matematikteki bu usulü de Müslümanlar keşfetmiş oldu. Karekök de şimdiki gibi aynı formüller ile çıkarılıyordu.
...Sefer zamanlarında ordunun hasta ve yaralılarını tedavi etmek için seyyar hastahaneler de vardı. Bunlar uzun seferler sırasında hükümdarlarla birlikte bulunur. Selçuklu sultanlarından Mahmud bin Muhammed bin Melikşah (1092-1094)'ın ordusundaki seyyar hastahane kırk deve üzerinde taşınırdı.
Bazı alim geçinenlerin dine saldırması
İlmin hükmü hak ve emrin bilinmesi ile mukayyeddir. İlmin Hakkı, hak ve hakikati takip etmesinde, hakka tallukunda, emri hakkı isabetinde ve daima Allah'ın rızasını arayıp ahkam-ı Hakkı idrak ve istinbât etmesinde, hasılı Allah için olmasındadır. Yoksa vakıa mutabık olmayan, hak esası üzerinde yürümeyen, Allah'ın hükmüne muhalif bulunan,
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.