Marguerite Yourcenar Yorumları ve İncelemeleri
Marguerite Yourcenar yorumları ve incelemelerini, Marguerite Yourcenar kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Marguerite Yourcenar puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ölüm korkunç ama hayat da öyle...
Keşke bu kitabı okumak için bu kadar beklemeseydim yine mest oldum 
Marguerite Yourcenar ın etkisine ki yazar Fransız Akademisi'ne kabul edilen ilk kadın üye olmasıyla tanınan ve edebi şöhreti büyük ölçüde Hadrianus'un Anıları'dır. Kitap, ölmekte olan imparatordan, o dönemde delikanlı olan ve üvey babası Antoninus Pius'un müdahaleci
320 syf.
10/10 puan verdi
Kitabı, bu kitaba olan iltifatlar nedeniyle okumaya başladım…yoksa ne Roma ne de Hadrianus ile ilgili bir bilgim yoktu. Ha bir de Helikopter Yayınları’na ve kaliteli kitaplarına tutkum.
İlk bölüm, okuması zor olan ve -zaten- okurken zorlandığım bir metin olacağını apaçık belli ederek başladı…bırakmayı hiç düşünmedim olsa olsa elimde sürüncemeye kalacaktı.
Buna rağmen devam ettim ve kendimi zorladım. Anlamadığım olaylar ve gelişmeler ile ilgili sıklıkla yan kaynaklara başvurdum.
Nedenini anlamadan bu zorlu serüven neredeyse sonuna kadar devam etti.
Cancağızım, biriciğim, şaşkınım…diye Aurelius’a seslenen Hadrianus, o koca Roma İmparatoru; şunlara Aurelius’tan önce bir sen bakar mısın…? tadında ilerledi ve son satıra kadar bu havasından hiç bir şey yitirmedi.
Hiç böyle bir deneyim yaşamamıştım. Bu kurgu, bırak bu kurguyu, benzeri dahi karşıma çıkmamıştı. Ne kadar översen o kadar yetmeyecek bir tad bu.
Normalde, anlaşılması -tarih/olay/mekan/sıralama açısından- zor olan bir metin ‘-Aman ha sakın kaçırmayın…!!!’ tavsiyesini alıyorsa, ne olursa olsun ıskalamayın derim.
Zannederim, bir daha böyle bir metine denk gelme olasılığım sıfır! Son satırına kadar sömürerek, ağır ağır ilerleyerek sonuna kadar tadını çıkardım. Size de, yavaş ilerlemenizi, bazı olayları derinlemesine anlamaya uğraşmadan, bu büyük imparatorun hislerine odaklanarak okumanızı tavsiye ederim.
Çok etkilendiğim sayısız kitap oldu ama hiç biri için; Bu kitap beni çarptı diyemeyeceğim 
Hadrianus'un Anıları dışında.
Başka Doğu’dan öyküler..
Bu kitaptaki kimi öyküler o kadar tanıdık geldi ki, uzun süre ben bunlarla ilgili film izledim kesin diye düşündüm. Aradan bir hafta geçti, şaşkınlıkla kabul etmek zorunda kaldım: ben bu kitabı okumuştum yahu. Şimdi avucumda şu soru: Eskiden okuduğumu ve sevdiğimi söylediğim kitapları nasıl okumuştum ve gerçekten sevmiş miydim? Şimdi okusam yine sever miyim? Bazen okuma eylemini otomatiğe bağlayıp bazı şeyleri kaçırıyor muyum? Size de oluyor mu bu? (Hepimize oluyor derseniz müthiş rahatlarım:)))
Arnavutluk, Çin, Hindistan gibi, müslüman olmayan Doğu’nun öyküleri bunlar. Zaten anlatılagelmiş efsaneler. Yourcenar bunları yeniden yorumlamış. Ama yeniden yorumlama dediğimiz şey, hikayelerin akışını değiştirmek, öyle değil şöyle olmuştu demekten çok, onları mahrum kaldıkları şiirsel bir dille sarmalamak olmuş.
Kimi ulusal kahramanların bizim hayatımızda yer kaplamamasından sebep, bazı öykülerin içine giremedim. Ama çoğunun içinden çıkamadım ki, beni ilgilendiren kısmı burası. Özellikle Wang Fo nasıl kurtuldu ve Ölü Kadının Sütü, en sevdiklerim oldu.
Hür Yumer’in mis gibi Türkçesiyle..Keyifle okunsun..
Doğuya seyahat ...
Yolculuğunun sınırlarını aşan yeni bir Marco Polo...
Ressamlar, tüccarlar, prensler, krallar, hancılar, keşişler ve cellatlar; koca dağlar ve nehirler, büyük ormanlar yani anlayacağınız görsel bir şölen sunabilecek imgesel metinler...( Çağrışım açısından zengin oluşu, okurken görsel zekâyı zorlayan ama aynı zamanda büyük bir edebi lezzet veren öyküler...)
Mitlerin, alegorilerin; bunlar içine gizlenmiş günümüz konuların temsili işleyişi, sorgulamaları, tanrı ve evren anlayışlarıyla da iyice zenginleşmiş edebî bir doyum metni...
Adından da anlaşıldığı gibi Çin, Hint medeniyetini zaman zaman Balkan ülkelerini... Kendi içlerinden bir ses gibi onların masallarını, efsanelerini kendi büyülü üslubuyla yeniden ele alıp etkileyici mekan ve dönemlere götüren usta bir kalem...
Tanıtım yazısında "Biz gençken bu kitabı tekrar tekrar okuduk. Başucu kitabımız yaptık. Ernesto Saboto'nun Tünel'i, Italo Calvino'nun Görünmez Kentler'i neyse, Doğu Öyküleri de oydu bizim için. Bir şölen. Düzyazı sevmeyen dostlarımız bile önünde secdeye dururlardı bu kitabın. Yourcenar, efsanevi isim. Bu kitap, efsanevi bir kitap." dedirten bugünün okunan yeni yazarların imrenerek okuduğu bir kitap...
Konu içeriği ve üslup inceliğine dair söylenebilecek çok şey var elbette, yazarından okuduğum ilk kitap olmasına rağmen diğer eserlerine çekebilecek etkiyi ilk öyküsünde başarabilmiş olması oldukça etkili...
Diğer eserlerini de okuyup uzun uzun konuşana kadar bana müsade...
Herkese iyi okumalar...
Doğu Öyküleri Marguerite Yourcenar
