Büyük olasılıkla birkaç gün sonra içerde tuhaf bir şeyler olduğundan şüphelenecekler ve kapıyı kıracaklar. İşte o zaman beni ölü olarak bulacaklar, evet ölü, ama geçmişin ihtişamıyla çevrili olarak.
Çok enteresan bir hikaye. Kısa ve kısmen huzursuz edici.
Olaylar, hastalıktan muzdarip “kadın giysileri giymekten hoşlanan bir anlatıcının” gözünden anlatılıyor. Zamanında sahip olduğu güzellik salonunu, salgın hastalığı ve öleceği kesin olan hastaları kabul ederek kendi deyimiyle bir ‘ölüm evi’ne çeviriyor arkadaş. Aynı zamanda da balık beslemeyi seviyor.
Konu, ölüm evinde olanlar ve akvaryumdaki balıklar ile örülerek birbirine bağlı anlatılmış. Salonun kasveti, içindekilerin çaresizliği, ölümün hiçliği, toplumsal dışlanma satır aralarına işlenmiş. Balıklar, bu iç karartan ortamda ruh halini dengede tutabilen tek mevzu. Tek oturumluk okunacak hoş bir kitap.
Herkese merhaba karlı bir pazar gününden! Bellatin ile tanışma kitabım olan bu kısacık ama bir o kadar da katmanlı, dolu dolu kitap ile yine kısa bir öneri yapıp kaçacağım.
Bir güzellik salonu... İsmiyle müsemma kişilerin güzelleşmek, ışıldamak, daha gösterişli olmak için geldikleri bir yer. Evet belki öyle. Bir tek eksiği var o da kendi kadar canlı balıklarla dolu bir akvaryum. Belki de birden fazla akvaryum. Ya da akvaryumlar ile kaplı duvarlar. İnsanın kendinin dünya üzerinde ne kadar ufak olduğunu hatırlatan, bakmaktan kendinizi alamadığınız, çeşitliliklerimizle güzel olduğumuzu bize hatırlatan akvaryumlar. Kimi zaman birinin ötekini yuttuğu kimi zaman aheste salınan, kimi zaman birinin çöpünü temizlemekle görevli olan balıklarla dolu bir akvaryum. Ve yine belli bir sisteme bağlı... Sahi oksijen veren motorları olmasa ne olur o balıklara? Ya da birileri onları sevmekten vazgeçerse? Gösterişleeini yitirlerse bir gün? Güzellik salonundan geriye ne kalır? Ne mi? İnsanların ölmeden önce dinlenmek için sığındıkları bir liman ve daha fazlası.
Toplumsal cinsiyeti, birey olmayı, yaşamı ve ölümü, güzellik normlarını ve toplum içinde kabul görmeyi konu alan bu kısacık (!) romanda sayfalar arasında saklanan çok fazla gizem ve detay var. Okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. Bu yılın en'leri arasında
Kitaplarla kalın!
Bellatin ile Güzellik Salonu ile tanışmış ve yazarın dilini, işlediği konuyu ve bu konuyu anlatış/aktarış biçimini çok sevmiştim. Bu defa da Kahraman Köpekler ile farklı bir yolculuğa çıktık. Bu kitapla da yine, yazarın genelden ayrışan, marjinal grupları ve marjinal insanları odağına alan anlatımı ile çepeçevre sarılıp sarmalandım. Ama bu sevgi dolu bir kucaklaşmadan öte bir mengene gibiydi.
Yazarın anlatım dili o kadar vurucu/çarpıcı ki anlattığı konudan bağımsız olarak sadece bu sözcükleri ve bir araya geliş biçimlerini görmek, deneyimlemek için bile bu kitabı okumaya değer. Çünkü edebiyat, veya genel olarak yazma eylemi, tam da bunun üzerine kurulu. İnsanın ağzından çıkan, aktarılan, değişen ve dönüşen sözcüklerin bir araya geliş biçemlerindeki farklılıklar ve zenginlikler...
Kitap biterken yine kendimi bir başka Bellatin eseri okuma ihtiyacında hissettim. Bu oldukça ilginç bir duygu. Nedendir bilmiyorum, bu ara beni en çok etkileyen eserler, kısa ama bir o kadar yoğun anlatıma sahip eserler oluyor. Konudan ziyade -ki konusu da ilginç bu kitabın- dil kullanımına odaklanmış durumdayım.