Marshall Berman'ın daha da derinliği olmasına rağmen esas olarak 19. yüzyıldaki paris komünü süreciyle birlikte dönemin fransasında ortaya çıkan ve sonraki yüzyıllarda etkisi görülecek olan toplumcu, halkçı duruşun rousseau ve hegel analizleriyle irdelendiği, bu yüzden marksist bir analizden çok yarı-felsefi bir liberal tavır ile özgün olmayı açıkladığı eseri.
berman, modernizmi insanın kendi olmak için yakaladığı bir fırsat olarak görüp; özgün olmayı radikal bireycilikle açıklarken, modernist toplumun olması gereken olarak belirttiği kitabında ilginçtir ki, işçi sınıfı eğer bireycileşecekse özgünlüğünü kaybeder. bunun için komple tüm sınıf olgusunu ortadan kaldırmaları gerekir der. bu iki tezat görüşün gerçekliği, özgünlüğü belli bir sınıfsal statüye bağlayarak, herkes özgündür ama bazıları daha da özgündür noktasına varmaktadır.
toplumsal baskı, toplumsal ahlak, ve yaptırımlar, algılar, yanılsamalar üzerinden gayet yerinde analizler ve eleştiriler getiriyor. ancak özgünlüğün önündeki en temel sorun olan noktada biraz tıkanmış gibi.
çünkü ideolojiler özgünlüğün garantörleri değildir.