Ama denemelerimiz burada bitmedi. Kağıt parçalarına "Teşekkür ederim" ve "Aptal" gibi kelimeler ya da kelime öbekleri yazıp, yazılar içeride kalacak şekilde şişelerin etrafına sarsak ne olur diye düşündük. Suyun yazıları "okuması" anlamını anlaması ve buna göre şekil değiştirmesi pek mantıklı görünmüyordu. Ama müzikle olan denememizden tuhaf şeylerin olabildiğini bi liyordum. Haritası olmayan bir cangılda yola koyulmuş kaşifler gibi hissediyorduk kendimizi. Deneylerimizin sonuçları bizi hayal kırıklığına uğratmadı. "Teşekkür ederim"e maruz kalan su çok güzel altıgen kristaller oluştururken, "Aptal" kelimesine maruz bırakılan su -heavy metal- müziğe maruz bırakılan suyunkine benzer kötü şekilli ve parçalanmış kristaller üretti. Sonraki denemeler, "Haydi yapalım!" gibi olumlu ifadelere maruz bırakılan suyun güzel, iyi biçimli kristaller yarattığını, ama "Yap!" gibi dayatmalara maruz bırakılan suyun kristal şekillendirmediğini gösterdi.
Gerçekten mümkün olduğunu yürekten bildiğiniz şey mümkündür. Azmimizle onu mümkünleştiririz. Zihnimizde hayal ettiklerimiz bizim gerçeğimiz haline gelir. Sudan öğrendiğim pek çok şeyden biri de buydu.
Bence insan vücudunu tedavi eden bir doktor önce filozof olmalıdır. Eskiden doktor şaman ya da rahipti, insanlara doğanın kurallarını izlemelerini, yaşamlarını düzgün sürdürmelerini ve doğada bulunan şifalı güçleri kullanmalarını öğütlerdi.