Her meselede, zahire bakarak hüküm verince, sevdiklerimizi sevemez olmuşuz. Uzaklar girmiş aramıza. Birbirimize dokunurken, birbirimizden kilometrelerce ayrı düşmüşüz.
Ölüm hep umulmadık zamanda geliyor. Zira bir gün mutlaka geleceğini bilsek de, onu hiç beklemiyoruz. Başkalarına kolayca yakıştırsak da ölümü, kendimize hiç yakıştıramıyoruz.
"Yine saklanmaca oynamak istedim. Bu sefer öyle saklandım ki hiç biriniz bulamadınız beni. Muradım kendimden saklanmaktı, sizden değil. Çok uzaklara gitmiş olsam da, her seferinde kendime sobelenmekten kurtulamadım."
Ölüm hep umulmadık zamanda geliyor. Zira bir gün mutlaka geleceğini bilsek de, onu hiç beklemiyoruz. Başkalarına kolayca yakıştırsak da ölümü, kendimize hiç yakıştıramıyoruz.