Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Ali Birand

Mehmet Ali BirandDemirkırat yazarı
Yazar
Çevirmen
8.2/10
285 Kişi
1.344
Okunma
80
Beğeni
7,4bin
Görüntülenme

En Eski Mehmet Ali Birand Sözleri ve Alıntıları

En Eski Mehmet Ali Birand sözleri ve alıntılarını, en eski Mehmet Ali Birand kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sonunda beş dakikalık ziyaret tam dört saat sürdü. Bu dört saat içinde Atatürk, bir paket Gazi sigarası ve dört fincan kahve içti. O dört saat Adnan Menderes’in hayatının akışını değiştiren dört saat oldu. Atatürk Aydın’dan ayrılırken Menderes’ten konuştuklarına dair bir rapor istedi. Yanındakilere de Adnan Bey’i övdü: “Bugün konuştuğum genç, dikkate değer bir insandır.”
Menderes henüz 31 yaşındaydı. Aydın’da babadan kalma 3.000 dönümlük Çakırbeyli Çiftliği’nin beyiydi. Yeni evlenmişti. Aslında evlenirken eşi Berrin Hanım’a hep çiftçi kalacağına ve politikaya girmeyeceğine dair söz vermişti. Ama Fethi Okyar, Aydın’a il teşkilatı için adam aramaya geldiğinde herkes onu tavsiye etmişti. Topraktan anlardı. Tahsilliydi. Dil biliyordu.
Reklam
insanoğlu garip bir yaratık. Geriye dönüp, nereden nereye geldiğine pek bakmaz. Övüldükçe, alkışlandıkça kendine güveni artar ve her şeyin en iyisini sadece kendisinin bildiğini sanır. Gitme zamanını, değişiklik zamanının geldiğini göremez veya kabul etmez. Oysa toplumlar, altı dibine kadar açılmış ateşte kaynatılan su gibidirler. Isı arttıkça, buhar dışarı çıkmaya çalışır. Delik bulamazsa, kapağını fırlatır.
Menderes’le tüm Yassıada duruşmaları boyunca yanyana oturmuşlar ve tek kelime konuşmamışlardı. Yalnızca bir gün Menderes mahkemede not tutarken kalemi bitmiş,Bayar kendi kalemini uzatmış, o kalemle not tutup işini bitirdikten sonra da “Teşekkür ederim” deyip iade etmişti. Bayar’ın Menderes’ten duyduğu son söz, bu oldu. O kalemi ölene dek sakladı...
Artık Türk siyasi literatüründe iki önemli sözcük vardı: ihtilal ve darağacı. Kim ağzını açsa ihtilalden ve darağaçlarından söz ediyordu. Bunlar konuşulduğunda ihtilale bir buçuk, darağaçlarının kurulmasına da üç yıl vardı.
Adnan Menderes, son yolculuğuna çıkarken son kez dünyaya baktı ve ağzından şu iki cümle duyuldu: “Hiç küskün değilim. Hiçbir dargınlık duymuyorum.”
Reklam
8 Mayıs 1945 Salı O sabah bütün dünya aynı mutlu haberle uyandı: savaş sona erdi. Artık hem dünya, hem de Türkiye için yeni bir dönem başlıyordu. O bahar San Francisco’da 59 ülkenin temsilcileri Birleşmiş Milletler’in kuruluşuna imza attılar. Yeni dünyaya artık demokrasi ilkelerinin egemen olması kararlaştırıldı, şefler, führerler, duçeler tarihin derinliklerine gömüldü. Bu iklim içinde Türkiye’de de değişmez Milli Şef rejiminin değişme zamanı gelmişti. Girmek istediğimiz Batı Dünyası’nın kilidini açacak anahtar, çok partili demokrasiydi
Başkan, Inönü’ye 12 oturum Meclis’ten çıkma cezası verdi. Polis zoruyla Meclis’ten çıkartılan muhalefet artık sokaktaydı. Parlamento Inönü’ye kapatılmış, basın tamamen susturulmuştu. Yay gerildikçe geriliyor, basınç hiç durmadan artırılıyordu. Son bir aya girilirken artık muhalefet sokaklardan yükselecek, haberler fısıltı gazetesinden okunacaktı. Beklenen deprem başlamıştı. Depremin merkez üssüyse üniversitelerdi...
İsmet Paşa cevap verdi: “Eğer DP’nin şansı varsa benim sağlığımda çekilmek lütfuna uğrar. Onları ilerde müdafaa edecek tek adam ben olacağım.”
4.500 kişilik Türk Tugayı General Tahsin Yazıcı komutasında Kore’ye uğurlanırken gözler yaşlıydı. Hiç bilinmeyen topraklarda, hiç tanımadığı bir düşmanla savaşa gidiyordu Mehmetçik... Onların gemisi uzaklaşırken Türkiye NATO’ya yaklaşıyordu.
654 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.