Arzu yaramaz bir çocuktur. Kolay uslanmaz. Karanlığın denize benzettiği çöllerde yelkenlerini indirmiş ve küçük bir limana sığınmış teknelerin sabrıyla bekler arzu.
Kötülüğün dilencilik kabiliyeti vardır. Servet dilenir, şan, şöhret ve makam dilenir. Boğulur oysa iyilik kuytularda. Kötülük bilgiç şarlatanlığın hünerlerine sahiptir ve iyilik ödlekliğin bedelini pahalıya öder. İşsizlik volta atarken fabrikalarda elbette aç kalmaz kötülük. Elbette aç kalır iyilik. O fabrikaların şalterleri yumruğunu atmadıkça kötülüğün patronlarına cılız kalacaktır iyilik.
Azınlık âlemlerin bağında bülbüller öterken çoğunluk âlemlerin bağlarını yarasalar basmış iken ve şu dünyada üç beş arşın bezimiz var iken o kumaşı insanlığımızla bezemekten başka bağlarımıza bülbül konmasını sağlamaktan başka elimizden ne gelir?
Eski sevgilimi hayalimde yüzlerce kez öldürdüm. Çünkü olan olmuştu. Kırılan bardak, kırılan cam ne yapsan yapışmaz. Öldürmek intikamın sıcak nefesinden içmek demekti. Gerek yoktu. Artık yollar ayrılmıştı. İntikam bir virüs gibi. İnsanın içine girdiğinde hücreleri kemiriyor o virüs. Ama dayandım.