Girişte de dediğimiz gibi, özellikle sosyal Darwinizm kuramı, o güne kadar İngiliz elitlerinin sömürgeci işgal ve yağma hareketlerini meşrulaştırmak için savundukları Batı uygarlığının üstünlüğü iddiasına sözde "bilimsel" bir temel sağladı.
Zira bu kurama göre sadece Avrupalılar (daha doğrusu Batı Avrupalılar) evrimi tamamlayarak en yüksek gelişmişlik seviyesine ulaşmış topluluklardı; dünyanın diğer halkları ise aynı evrimsel gelişmeyi henüz tamamlayamamış olduklarından tam insan sayılmayacak varlıklardı.
Adı İngiliz sömürgeciliği ile özdeşmiş Cecil Rohodes'in başında bulund sömürge yönetimi 1894'te çıkarıdığı yasayla Afrikalı her ailenin sahip olabileceği toprak miktarını sınırladı.
1903 yılında Natal'da Afrikalıların toprak satın alması yasaklandı.
" Yeni yopraklar bulmamız lazım demişti" İngiliz İmparatorluğu'nun seçkin evladı Rohodes, "kolayca ham madde çıkarabileceğimiz ve aynı zamanda ucuz ucuz köle emeğini sömürebileceğimiz yeni topraklar."
21. yüzyılda dünya üzerinde tüm sömürgecilik çağında köleleştirilen bütün Afrikalılardan daha fazla sayıda kölenin var olduğunu, 27 milyon insanın ABD' den Japonya'ya kadar fiilen köleliği yaşamakta olduğunu ortaya koyan araştırmalar mevcut.