1966 Ordu doğumlu. 1985 yılında Ordu İmam Hatip Lisesinden mezun oldu. Aynı yıl, Ankara Ü. İlahiyat Fakültesine girdi. 1990 yılında bu fakülteden mezun oldu ve aynı yıl içerisinde A. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Kelam-İslam Felsefesi Bölümünde yüksek lisansa başladı. Yüksek lisansını Hz. Peygamberin Mirac olayı ile ilgili olarak yaptı. Doktorasını İslam Kelamında Kötülük Problemi adlı teziyle tamamladı. Bu arada, 1995 yılı Haziranında daha önce yapmakta olduğu öğretmenlik görevinden ayrılıp Cumhuriyet Ü. İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Kelam Anabilim Dalına Araştırma Görevlisi olarak atandı. 1998 yılında Yardımcı Doçent, 2004 yılında da Doçent oldu. 2004/2005 akademik yılında, Milli Eğitim Bakanlığından burslu olarak Ürdün Üniversitesinin Dil Merkezinde yabancılar için hazırlanmış olan programa devam etti. 2009 (19 Ağustos) yılında profesör oldu. Halen Cumhuriyet Ü. İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Kelam Anabilim Dalı başkanı olarak öğretim üyeliği görevini sürdürmektedir. Prof. Dr. Metin ÖZDEMİR, evli ve dört çocuk babasıdır.
Kuran, muhataplarına asırlardır devam eden ve hala da geçerli olan bir meydan okumada bulunma ve onlar bu tutuma karşı hiçbir surette olumlu cevap verememişledir.
Kur'ân'a bir bütün olarak bakıldığında, kıssaların hepsinin içerisinde bulundukları bağlamın sözü etkili ve güzel söyleme sanatının kafiye gibi temel özellikleriyle en küçük bir uyuşmazlık bulunmadan aktarıldıkları görülecektir.
"Hiçbir iyiliğin bulunmadığı yerde, yalnızca yokluk vardır."
İnsan olarak çoğu zaman beynimizi kurcalayan bir sürü soru ile uğraşırız. Başımıza kötü bir durum geldiğinde neden ben? deriz. Ya da en ufak bir zorlukla karşılaştığımızda bu durum neden benim başıma geldi diye düşünüp dururuz. Benimde tam olarak bu ve benzeri sorulara cevap ararken karşıma çıkan bir kitap oldu. Sorular ayet ve hadislerle cevaplanıp, açık ve net bir şekilde izah edilmiş. Kendi adıma bana faydası dokunan bir kitap oldu. Kitaplıktan alınıp bölüm bölüm okunabilecek bir kitap aynı zamanda. Umarım böyle kitapların sayısı çoğalır.
Mu'tezile Kitaplığından muhteşem bir eser daha. Mu'tezili düşünür Kadı Abdülcebbar'ın söylemlerinden destek alınarak meydana getirilmiş güzel bir eser. Eserin hedefi, Mutezili düşünce sisteminde Kur'an'ın hak ve evrensel bir ilahi mesaj oluşunun en önemli kanıtı olarak görülen bu meydan okuyuşun rasyonel temellerini ortaya koymaktır. Söylemler, özellikle Mutezili düşünceyi bize en saf ve olgun biçimiyle aktardığını düşündüğümüz Kadı Abdülcebbar merkeze alınarak meydana getirilmiş.
"Bu çalışmanın bize sunduğu en önemli sonuçlardan birisi, günümüzde bazı çevreler tarafından kasıtlı ya da kasıtsız, Kur'an'a yöneltilen eleştirilerin pek çoğunun daha ilk asırlardan itibaren gündeme getirilmiş olmasıdır. Ancak Kadı Abdülcebbar gibi bu konuyla ilgilenen üstadlar tarafından söz konusu eleştirilere verilen cevaplara bakıldığında, geçmişte olduğu gibi günümüzde de yapılan eleştirilerin çoğunun Kur'an'ın mahiyeti ve tarihi hakkında yeterli bilgiden yoksun olmaktan kaynaklandığı görülecektir."
“ Eğer Allah görülseydi herkes zorunlu olarak varlığını kabul ederdi. Akla sahip olmamızın bir anlamı olmazdı”.
“ İnsanın adaleti herkese ait olanı vermekten, Allahın adaleti herkese vermiş olduğunun hesabını sormaktan ibarettir.”
“Ne kadar dayanılmaz olursa olsun hiçbir geçici sıkıntı ve ıstırap, sonsuz mutluluğu satın almaya yetmez.”