Büyük âlim İbni Sina çocukluk yıllarında matematik dersinde başarısız olur ve medreseden kaçar. Gide gide bir kuyunun başına varır. Kuyudan kovayla su çekmek için eğildiğinde, kuyunun ağzını çevreleyen taşlar üzerindeki ip izlerini görür. İp, gide gele, o sert taşlar üzerinde izler bırakmıştır. Bu, küçük İbni Sina'yı derin düşüncelere götürür ve:
"Bu yumuşacık ip, gide gele gide gele bu sert taş üzerinde bu izleri yaparsa, ben de azimle çalışırsam, matematiği başarırım." der ve o kuyunun başından tekrar derslerinin başına döner. Böylece, bildiğimiz İbni Sina ortaya çıkar.
Çalışmak, özellikle sistemli çalışmak zekâyı, hafızayı açtığı gibi, tembellik de köreltir.
Kitabı, denenmiş teknikler ile kurgulanmış bir pratik yeti kazandırma bilgisi kitabı olarak tanımlayabiliriz. Ancak şöyle bir eleştiri getirebiliriz ki bu kitapta bulunan teknikler genele hitap etmez gibi geliyor bana. Bu sebeple okuyacak olanlar kitabı bitirdikten sonra kendi yöntemlerini de geliştirebilirler.
Yen bir bakış açısı kazandıracağını düşünerek bu kitaba başlamıştım.İyi ki okumuşum.Kendim ve özellikle çocuklarım için kesinlikle devamını getirmeyi planlıyorum.Hafıza tekniklerine giriş kitabı gibi düşünebilirsiniz.Tabi bire bir öğrenmek eminim daha etkilidir,kitapta çok fazla teknikten ayrıntıyla bahsedilmiyor ama bu tekniklerle neler yapabileceğiniz konusunda bilgi edinebilirsiniz.Bence özellikle gençlerin,sınavlara hazırlanan insanların mutlaka bu teknikleri öğrenmesi gerekiyor.Kitaptaki en ilgi çekici kısım(benim için) rakamların çeşitli simgelere benzetilmesi ile 10 maddelik listeleri hafızaya alma metodu idi. Bu metot ile kitaptaki ilk liste bile hala aklımda.Çocuklarıma da faydalı olacağını düşünüyorum.
Bir kitaba şu iki bakış açısı ile başlamak hafızanıza vereceğiniz güzel bir hediye olacaktır.
1. Okuyacağınız kitabı, seminerini verecekmiş gibi okuyun.
2. O kitaptaki meseleleri yazarıyla müzareke edecekmiş gibi okuyun.
Bu iki yöntem zihni sürekli zinde tutar ve bütün duyguları harekete geçirir.