Uzun süre Radikal gazetesi dış haberler servisinde çalıştı. Milliyet Sanat, Gate, Radikal Kitap gibi dergilerde yazıları yayımlandı. Tol isimli romanı Mahir Günşiray'ın yönetmenliğiyle Tiyatro Oyunevi tarafından sahnelendi. Yine Tol romanı 2007'de Almanca'ya çevrildi.
Padme Amidala ile beraber bir etkinlik yapmaya karar verdik.
Etkinliklere göz attığımızda yeraltı edebiyatının nerdeyse hiç okunmadığını ve türün çok fazla bilinmediğini düşünerek, böyle bir etkinliğin türün tanınması ve anlaşılması adına yararlı olacağını düşündük. Daha önceleri yeraltı yazarları için tek tek etkinlik
Arkadaşlar herkese merhaba. Kendime göre uzun bir okuma listesi oluşturdum. Daha önce okuyan varsa ya da fikri olan kitaplar ile ilgili buyurun sohbet edelim. Buradaki dostların da kitapları var. Her ay kendime belirli bir miktar bütçe ayırdım almak için. Fikirlerinizi bekliyorum.
1)
Murat Uyurkulak ile tanışmam Behzat Ç. dizisi sayesinde olmuştu. Behzat’ın kızı Şule Tol kitabını okuyor, kitabı okumayı düşünen Harun’a da kitapla ilgili bilgiler veriyordu. Yıllar geçmişken şimdi düşündüğümde o sahnedeki “Devrim vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi.” cümlesi aklıma geliyor. Harun belki kitabı hiç okuyamadı ama ben bir gün Murat
Hoca Baba Amca Ben harika bir öykü kitabı. Murat Uyurkulak okumadıysanız mutlaka okuyun hatta bu kitapla başlayın okumaya. Bakmayın siz onun için kastırık bir herif, fazla hava basıyor diyenlere :))
Murat Uyurkulak'ın 2021'de daha önce (2017-2019) yazmış olduğu öykülerinden derlenen bir kitap Hoca Baba Amca Ben. Kitabın ilk bölümünde yer alan karakterlerin üçü emekli öğretmen, "Ben" karakteri ise hem oğul hem yeğen hem öğrenci aynı zamanda öykülerinde anlatıcısı. Öykülerin hepsi bol anason kokulu sofralarda, biranın su niyetine içildiği ortamlarda geçiyor. Hayatlarında birbirlerinden başka tutunacak dalları olmayan, muhalif ve entellektüel kimlikleri ile hâlâ bu memlekete , dünyaya ve insanlara söyleyecek sözleri olan karakterlerin maceraları var öykülerde. Hepsi görünüşte güldüren eğlendiren ama bir o kadar da gerçeklerle karşı karşıya bırakan öyküler.
İkinci bölüm "Tuhaf Şahıslar Albümü"ndeyse yazarın hayatına dokunmuş, kimilerini bizlerinde tanıdığı insanlarla yaşanan anekdotlar ve ve anılar var. Yazar bunları da çok güzel öyküleştirmiş. Son bölüm olan "Ve Diğerleri"nde yer alan iki öyküyle de kitap bitiyor.
Ben çok keyif alarak okudum kitabı. Hele Hoca, Baba, Amca Ben öykülerinin çoğunda sesli güldüm. Güzel keyifli bir kitap okuduğumda herkes okusun keyif alsın duygusu sarıyor beni. Sizler de okuyun bu kitabı, bolca gülümseyin, azıcık da hüzünlenin okurken. Hayatın içinden öykülerle buluşun, Murat Uyurkulak'ı hâlâ tanımadıyğınız tanıyın bu kitapla, sonra zaten arkası gelir.
Keyifle okunsun.
Geleninin, geçeninin, kaçanının, göçeninin çok olduğu kadim şehir İstanbul. İçinde yaşarken dertlendiğimiz, bir adım öte gittiğimizde özlediğimiz, hep ondan gitmek hayalleri kurmamıza rağmen, bir türlü kopmayı da beceremediğimiz güzel İstanbul kim bilir kaçıncı kez konu oluyor öykülere, kitaplara.
Tek kelime ile muhteşem bir kitap olmuş İstanbul