Murray Bookchin sözleri ve alıntılarını, Murray Bookchin kitap alıntılarını, Murray Bookchin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Eşitlerden oluşan bir toplumda, adaletin izleneceğinin kesin olduğu varsayıldı, çünkü hiç kimse geride kalanlar üzerinde egemenlik kuracak güce sahip olamayacaktı.''
Yazı öncesi kültürlerdeki insanlar, kendilerini "yaradılışın efendisi" olarak değil, doğal dünyanın parçası olarak görüyorlardı. Ne doğanın üzerinde ne de aşağısındaydılar, doğanın içindeydiler.
Hiyerarşik bir zihniyet, hayatın hazlarından vazgeçilmesini teşvik eder. "Aşağı" olanların ağır iş yapmasını, suçluluk duymasını ve fedakârlık yapmasını; onlara "üstün" olanlarınsa haz duymasını ve neredeyse bütün kaprislerini cömert biçimde doyuma ulaştırmasını haklı gösterir.
'"Günümüzdeki ekolojik bunalımın özü, bu toplumun, geçmiş bütün örneklerinden daha fazla olmak üzere, organik evrimin getirdiklerini kelimenin tam anlamıyla mahvetmesidir.''
eşitlik kavramı kişilere eşitsiz muamele yapmak yolunda incelikli bir biçimde kullanılabilir: son derece farklı yetenekleri olan ayrı bireylere aynı yükler yüklenir. kişilerin edindiği haklar ne denli "eşit ve tam" olursa olsun, bu haklar fiziksel ya da maddi engeller nedeniyle onları kullanamayanlar için anlamsızdırlar. böylece yalnızca biçimde kurulan adalet özde eşitsiz hale gelir. yargıda herkese eşit davranan, yani fiziksel ve zihinsel koşulları gözardı eden bir toplumda ortaya eşitlerin eşitsizliği çıkar.
Ekoloji, salt bir çevre hareketi değil, bir toplum ve bilim felsefesi, anti-hiyerarşik ve anti-otoriter bir toplum projesi, bir eylem ve yaşam tarzıdır.
Teknoloji ve bilimin insanlık durumunu daha iyiye götüreceği inancı atom silahlarındaki artış, Üçüncü Dünya'daki kitlesel açlık dalgası ve Birinci Dünya'daki yoksulluk karşısında boşa çıktı.
''Ekolojik krizin bir diğer boyutu ise önceki kuşağın ürettiği nükleer ve biyolojik silahların kullanılması durumunda yaşanabilecek bir yok oluştur.
Hiyerarşi ve tahakkümle beslenen kapitalist ve otoriter güçlerin söz konusu barbarlığı, biyosferin topyekün çöküşüne yol açabilecektir.
Ekolojik krizin bir diğer yönü de kapitalizmin söz konusu krizi daha da derinleştirmesidir.''
İnsanlar kendilerinden ‘yüksekte’ olduklarını varsaydıkları herhangi bir şeyin önünde diz çöktükleri zaman, hiyerarşi özgürlük karşısında ilk zaferini kazanmış olur; insanlar toplumsal tahakkümün kendilerine yükleyeceği tüm ağırlıkları sırtlanmaya hazır bir duruma düşerler.
''Derin ekolojinin, ekolojik bir tinsellik adına doğal dünyaya insanın imgeleminin yarattığı tanrısallaştırılmış biçimler sokması insanmerkezciliğin en kaba biçimidir.''
''Doğada var olan “kıymetler”, “haklar” ve “değerler”, yalnızca insanların hayvanlara, bitkilere, derelere, kayalara ve benzerlerine verdiği haklardır. Dolayısıyla verilmiş haklardır.''