Mustafa Köylü

Mustafa KöylüDin Eğitimi yazarı
Yazar
Editör
7.5/10
25 Kişi
175
Okunma
7
Beğeni
2.391
Görüntülenme
Acaba insan mı dine "din" vasfını vermekte, yoksa din mi insanı "insan" yapmaktadır?
Sayfa 62
İbadetler, dinlerin duyu organlarıyla algılanabilen yönlerini temsil etmektedir.
Sayfa 182
Reklam
%5 kısma selam olsun :)
Yine ülkemizde yapılan bir diğer çalışmada katılımcıların %52,8'i hiç kitap okumadığını söylerken, her gün kitap okuyanların oranı sadece %5,9 'dur.
Sayfa 469 - Dem yayınları , 2. Baskı
Ergen, tecrübe edip keşfetmek için özgürlüğe ihtiyaç duyduğu kadar, güvenli dayanaklara da ihtiyaç duymaktadır.
Sayfa 206
Dini soruların birinci kaynağı olan DKAB öğretmeni, sınıflarda aynı zamanda dinin de temsilcisi gibi görülmekte ve davranışları en fazla gözlemlenen öğretmen olmaktadır.
Sayfa 211
Kişilik ancak tecrübe ve özgürlük ortamında gelişebilir.
Sayfa 207
Reklam
Erken çocukluk din eğitiminde en önemli problemlerden biri yetişkinlerin çocuğa araçsal yaklaşımıdır. Yani çocuğun yetişkinin küçük bir modeli olarak düşünülmesi veya çocuğun yetişkinler tarafından doldurulması gereken boş bir sayfa olarak ele alınmasıdır.
Aile bireyleri çocuk için iyi bir model olmalı, çocuğun dini sorularından yararlanmalı, doğru bir Allah inancı vermeli, baskıyla değil sevgi ve hoşgörüyle yaklaşmalı arkadaş seçimine dikkat etmeli ve dini bayramlar kutsal gün ve gecelerin çocuğun inanç dünyasında önemli yer teşkil ettiğini bilerek hareket etmelidir.
Ergenlerle bir arada yaşamak çocuklarla yaşamaktan çok daha zordur.
Sayfa 208
“Alemlerin Rabbi olan “Allah” yüceler yücesidir...”
Reklam
Her ne kadar ergenler kendilerini tüm kalpleriyle daha fazla özgürlüğün ellerine bırakmış gibi görünseler de, aslında güvenliğin gerçek mekanlarının (temellerinin) bu ergen gruplarının dışında oluşturulması gerektiğini savunur. Goldman
“İnsan, başkalarının söylediklerine katılmasa da onu dinleyebilmeli, fikirler üzerinde düşünmeli ve onları sorgulayabilmelidir.Düşünceye saygı aynı zamanda insanın inancına ve vicdani kanaatlerine saygıdır...”
Peygamber Efendimizin; "İnsanlara akıllarının alacağı kadar konuşunuz." buyurması, Mevlana'nın da (k.s); "Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anladıkları kadardır." sözü insanların anlama ve kavrama düzeylerinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
"İlahiyat fakültelerinin amaçları arasında unutulmaması gereken bir husus da : Bu öğrenimin sonunda öğrenci, bir ilahiyatçı, bir din adamı olarak alanıyla ilgili görevlerin gerektirdiği donanımla birlikte, Dindarlık ve ahlak bakımından da gelişme katetmiş olmalıdır. "
Resim