Yüreği çarpıyordu, gerçi kafes ardından, sokağa çıktıkça bir çok güzel çehrelere tesadüf etmişti; fakat hiç birisinden bu kadar etkilenmiş değildi. Aşkı yalnız bazı kitaplarda görmüştü.
Ne mecburiyetle ne vesile ve hele ne hak ile sevebilirdi? Kızın yüzünü henüz birkaç saat evvel görmüştü, o da bir iki dakikayla sınırlı bir şey. Bu tesadüf ne bir mecburiyet, ne kuvvetli bir vesile peyda edemezdi.
Neden dolayı ise sebebini hâlâ bilmediği bir meyil ve arzu itişiyle şu kızı bir dakika olsun bahtiyar görmek istiyordu; muhtemelen o yüzden kendi bahtiyarlığını da temin etmiş olmak için.