Divan sahibi Oltili Ahmet Nafiz Paşa'nın torunu ve Hukuk Mektebi hocası, rüsûmât müdir-i mütercimi, Şûrâ-yı Devlet Âzâsı, Shakespeare'den iki oyun çevirmiş Gürcü asıllı Hasan Sırrı Bey'in oğlu olan Nahid Sırrı Örik, 22 Mayıs 1895 tarihinde İstanbul'da doğdu. Özel dersler aldıktan sonra Beşiktaş'taki Âfitab-ı Maarif Rüşdiyesi'nde okudu ve mezun oldu. Sırayla bir İngiliz, bir Fransız Mektebine devam etti. Galatasaray Mekteb-i Sultani'sine girdi. Ancak hiçbirini tamamlamadı. Bir müddet Mekteb-i Hukuk'un derslerine katıldı ve burayı da yarım bıraktı (1913).
I. Dünya Savaşı'nın ikinci yılında yurt dışına çıkarak Tiflis, Berlin, Paris, Viyana, Roma ve Kopenhag vd. Batı kentlerinde yaşayan Nahid Sırrı, Cumhuriyet'in ilânını takiben 1928 yılında Türkiye'ye geri döndü. Döndükten hemen sonra Cumhuriyet gazetesinde yazmaya başladı. Ardından Ankara'ya yerleşti ve Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı'nda çevirmen olarak işe girdi. Ankara'da 1933 yılında Yaşar Nabi ile birlikte Varlık Dergisi'ni çıkardı. Aynı yıl babasının vefatının ardından İstanbul'a döndü. Hayatının sonuna kadar çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yapmayı sürdüren Nahid Sırrı'nın Anadolu gezileri sırasında yazdığı makaleleri de farklı dergi ve gazetelerde yayımlandı.
18 Ocak 1960 tarihinde İstanbul'da öldü.
Tarzı
Nahid Sırrı Örik eserlerinde bazı konulara özel olarak değinmiştir. Bunlardan biri siyasi güçler ve bunları elde etme çalışmaları, hırslardır.
Örik özellikle tarihe çok düşkündür. Tarihi anlatırken yalı, konak betimlemelerini ve kadın karakterini çok başarılı yansıtmıştır. Tarihe bu kadar bağlı kalması ve zaman zaman övercesine betimlemesi, Örik'in Osmanlı geçmişini geride bırakmaya çalışan bir toplum tarafından ve bu toplumun edebiyatçıları tarafından geri plana atılmasına neden olur. Bunda eşcinsel kimliği de etkili olmuştur. Yusuf Ziya Ortaç kendisi hakkında "Kırıtarak gelirken uzaktan Nahid Sırrı / Sanırım pantolonlu ceketli bir kız gelir" diye yazmıştır.
Etkileri
Nahid Sırrı Örik, Selim İleri'yi çok etkilemiştir. Yazar, "Cemil Şevket Bey, Aynalı Dolaba İki El Revolver" romanındaki erkek karakteri Örik'ten esinlenerek yaratmıştı. Bahriye Çeri ise kendisi hakkında "Bir Cihan Kaynanası: Nahid Sırrı Örik" adlı bir kitap yayınlamıştır. "Eve Düşen Yıldırım" adlı eseri Show Tv tarafından diziye uyarlanmıştır.
Kemal Bekir, Örik'in Sultan Hamid Düşerken isimli romanını 1976 yılında Düşüş ismiyle oyunlaştırmıştır. Eser, 2002 yılında Ziya Öztan tarafından Abdülhamit Düşerken adıyla filme çekilmiştir. 2009'da Zeki Demirkubuz tarafından Kıskanmak isimli romanı aynı isimle çekildi. Nergis Öztürk, bu filmdeki Seniha rolüyle 46. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı.
Eserleri
Hikâye Kitapları
Kırmızı ve Siyah (1929)
San'atkârlar (1932)
Eski Resimler (1933)
Eve Düşen Yıldırım (1934)
Romanları
Kıskanmak (1946)
Sultan Hamid Düşerken (1947)
Yıldız Olmak Kolay Mı? (2006)
Tersine Giden Yol
Turnede Bir Artist Öldürüldü
Oyunlar
Sönmeyen Ateş (1933)
Muharrir (1934)
Alınyazısı (1952)
İnceleme
Edebiyat ve Sanat Bahisleri (1932)
Tarihi Çehreler Etrafında (1933)
Roman ve Hikâye Hakkında Bir Kalem Denemesi (1933)
Hayat ile Kitaplar (1956)
Gezi Notları
Anadolu (1939)
Bir Edirne Seyahatnamesi (1941)
Kayseri-Kırşehir-Kastamonu. (1955)
Hatıraları
Eski Zaman Kadınları Arasında (1958)
"İçinizde tamamen yeni ve gayet önemli bir şey varsa, bu başkaları tarafından bilinmiyorsa, duyulmamışsa ve bunu ifade etme ihtiyacı sizi rahat bırakmıyorsa, işte o zaman yazabilirsiniz."
-Michel Aucouturier
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Herkes biliyordur sanırım artık benim ÖlmedenÖnceOkunmasıGereken1001kitapListe takıntımı :)))
Bu yılki 1baska liste hedefim
benim liste takıntım bitmez tabi :)))
TürkEdebiyatındaOkunmasıGereken100Eser olan kitapları bitirmek umarım biter😁🙈😁
1.
Türk edebiyatında okuduğum en bilinçlice yazılmış romanlardan biri Kıskanmak. Yazar, kitaptaki tüm ögeleri ince ince işleyerek kullanmış, adeta sözcükleri ilmek ilmek örmüş ve gerek kurgu gerekse biçimsel açıdan harika bir eser ortaya çıkarmış.
Roman antikarakter olarak tanımlayabileceğimiz "kıskanç" bir kız kardeşin ağabeyinin
" Nahid Sırrı, Balzac'ın 'Roman, büyük tarihsel figürlerin görülüşüne ancak ikinci derecede karakterler olarak katlanır' sözünün bilincindedir."
Fethi Naci'nin
Muhtemelen kimsenin psikolojiymiş, psikanalizmiş bilmediği, bilse de umursamadığı, roman yazarken bu hususları hiç dikkate almadığı bir dönemde çok iyi bir iş çıkararak bu güzel kitabı yazmış Nahid Sırrı Örik.
Kıskanmak, kin duygusunun bin türlü duygu altında gizlenip bir anda hortlayabilmesinin romanı. İnsanın insanın yurdu değil belki olsa olsa