|Gönül Kapısında Bir Elif|
.
.
.
.
|||
Nalan Güven’in ilk okuduğum eseri olan “Gönül Kapısında Bir Elif” romanı ile karşılaştığıma çok sevindim.
Eserdeki başkahramanlarımızdan Elif'in hayat öyküsü ile karşılaşıyoruz. Hayatındaki yaralardan, sıkıntılı günlerinden bahsedilirken aslında bizim de kendimize göre yaraları anlatmaktadır. Dışarıdan her şey güzel görünüyor olabilir ama kimsenin kimsenin içini bilmediği, yargılamanın göklere uzandığı bir dönemdeyiz. Belki de hep öyleydik.
Yazarımız kitabını; Mevlana, Şems-i Tebrizi'nin konularını işleyerek oluşturduğu Elif’in hikayesinin yanı sıra, Elif’in arkadaşı Mine'nin hayatından da bahsediyor. Maneviyatla yoğurup, hakikatleri fark ettirerek uzun bir yolculuğun adıdır Elif..
Görmek sadece bir şeyi farketmek içindir. İşini, gücünü, gezmeni, okumanı, taşımanı, sürmeni doğru olarak yapman için görmek gerekir. Ama bir de gönülden görmek vardır. Kalbinle gördüğün zaman hakikatler ile yaşıyorsun. Rotanı değiştiriyorsun.
Yaşadığımız zorluklar, sıkıntılar,kinler, inançlar, sabırlar, öfkeler.. Hayatımızı şekillendiren terimler. Manevi bir hayat oluşumunda bu terimlerden tek tek sıyrılıp veya bu terimleri yeniden hayatımıza yer ederek, hayatımızı şekillendiririz. Şekillendiren bu bağlarla maneviyatımızı güçlendirecek, fikir sahibi olarak, bakışımızı değiştirecek. İşte bu eserin bize kattığı; yeri geldi şiirler sundu, ilim ve takva konusunda ders verdi. Roman şeklinde de okurlara buluşturdu. Okurken keyif aldığım hatta ağladığım bir eser. Umarım sizler de aynı keyfi alırsınız. Kitap ve dua ile.