Dönemi yansıtan sürükleyici bir anı kitabı
Behramoğlu, anılarında bizi 1980 öncesine götürüyor; eli kanlı çetelerin, vurgunun, soygunun fotoğraflarını önümüze seriyor. Kitapta sevginin, umudun, hüznün haykırışı; insan olmanın, yürekli olmanın çizgileri var.
Hikmet Çetinkaya
"Bir Savcının Anıları, anarşinin güzel yüreklere saldığı umutsuzluk karşısında yılıp göç eden; kitaplardaki sıcak, pürüzsüz, sevecen dostlukları arayan bir İstanbul boheminin gözüyle Anadolu fotoğrafıdır. Bahçe ilçesinden Yumurtalık’a, Sağmalcılar’dan Bigadiç’e, Erzurum-Oltu’ya uzanan tayin ve sürgünlerde bir Türkiye filmi izliyorsunuz. Karelerinde yerel mafyayla, kaçakçıyla, kumarla, fuhuşla iç içe yöneticilerin; demokratı, ilericiyi vatan haini yerine koyan, politikacı palazlandırması taşlaşmış cehaletin yer aldığı bir uzun metraj…
Salim Alpaslan"
" Taşra dedikleri yerde güzel dostluklar kuracaksın oğlum diyorum" Paranın senin yozlaştırdığını görmüyor musun? Kızdığın öfkelendiğin bir takım entellektüellere benzemeye başladığını görmüyor musun?"
" Halk trafik kazalarında ölümlere nasıl alışmışsa, gençlerin acımasızca öldürülmelerine de öyle alışmış..."