Filiz, polis için çalışan hayat kadınlarından sadece bir tanesiydi. Kent genelinde polis kontrolünde ve polis için çalışan Filiz gibi yüzlerce fahişe olduğu söyleniyordu. Bu kadınlar birer istihbarat elemanı gibi çalışıp polise bilgi getirmenin yanı sıra İslami kesimden gençleri çeşitli hilelerle bozarak kullanılabilir hale getirme ya da diğer örgüt elemanlarının hayatlarına girerek bunlar vasıtasıyla örgüt hakkında bilgi toplama görevlerini yürütüyorlardı. Ayrıca zengin iş adamlarından para koparmak için de söz konusu fahişeler kullanılıyordu.
Bu haftaki hutbemizin konusu; devlete vergi vermenin kutsiyeti hakkındadır, yani Diyanet'in vermemizi istediği konu bu. Muhterem Mü'minler! İnsanların imanları, dinleri, ahiretleri tehlikedeyken; insanlar su gibi içki içip fuhuş ve çirkeflik bataklığında boğulurken, helallerin yerini haramlar almışken ve helalleri yapanlar sanki haram işliyor gibi ayıplanıyorken ben bunları değil de nasıl devlete vergi vermek kutsaldır diyebilirim? Bütün bu fuhuş ve çirkefliğin kaynağı devlete verdiğimiz vergilerden kaynaklanmıyor mu?
"Allah'a isyan etmenin sonu her zaman hüsran ve yıkımdır. İmansızlık, bu dünyada mutsuzluk, huzursuzluk ve karmaşa getirdiği gibi, ahirette de Allah'ın azabına uğrama ve sonsuza kadar cehennemde kalma sebebidir."
İman; tasdik ve itikad olup daha çok kalple ilgili bir durumdur. İslam ise, tasdik ve itikad edilen şeylerin amel boyutuna indirgenmesi, yani azalarla ilgili bir durumdur. Bu nedenle ikisi birbirini tamamlamaktadır.