Her ne şeklide olursa olsun gerçek bir imandan bahsediliyorsa,bu iman kalpte sıkışıp kalan bir olgu olmamalıdır.
Kalpte yerini bulan bir imanının dile yansıması ,dille söylenen şeylerin de amellerle desteklenmesi lazımdır.
Birisi Allah'la olan irtibatını kestikten sonra o kişiden her türlü kötülük beklenebilir. Allah korkusu kalpten çıkınca o kalp, şeytanın parmakları arasında bir oyuncak olur. İnsana şeref, onur, haysiyet, ar, namus vb. duyguları bağışlayan şey iman ve İslam'dır. Bu ikisi olmayınca diğerlerinden de söz etmenin bir anlamı yoktur.
Dört haslet vardır;kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır.Kimde de bunulardan biri bulunursa,onu bırakıncaya kadar kendini nifaktan bir haslet var demektir:Emanet edilince hıyanet eder,konuşunca yalan söyler,söz verince sözünde durmaz, husumet edince haddi aşar.
Sağlam bir toplum olmanın yolu, birbirlerini tanıyan, birbirlerinin ihtiyaçlarını gideren, yardıma muhtaç durumda bulunan insanlara el uzatan insanların kaynaşmasıyla mümkün olabilir ancak...
Kendi davasını tam kavrayamayan bir insanın, her an diğer fikirlerin taciz, tehdit ve tehlikelerine açık bir hedef olduğu, tartışma götürmeyen bir gerçektir.
Ey îmân edenler! Eğer fâsık (yalancı, günahkâr) bir kimse size bir haber getirirse, önce (onun doğruluğunu) iyice araştırın ki bilmeyerek bir topluluğa sataşırsınız da (bu hareketiniz doğru olmadığından) yaptığınıza pişmân olan kimseler olursunuz.
Ölüm ,bir daha ölüm gerçeğiyle karşılaşılmayacak olan ebediyet yolculuğuna ilk adım atıştır.Bu nedenle ölüm bir son değil,bilakis yeni bir başlangıçtır
Şimdi yanımda olmanı ve bana biraz sabır tavsiye etmeni ne çok isterdim, biliyor musun?
Cephede, yoğun ateş altında, mermisi biten bir asker gibi hissediyorum. İslam dışı hayatın yoğun tazyiki altında kalmışım.