Nathalie Sarraute

Nathalie SarrauteYönelişler yazarı
Yazar
6.9/10
14 Kişi
62
Okunma
15
Beğeni
2.149
Görüntülenme
Herkesin gözünde gerçek hazine değerinde olan şeylerin gizlendiği yeri sezmiş , kokuyu almıştı .
Sayfa 63
Reklam
Öğleden sonraları hep birlikte çıkarlar , kadınca yaşamlarına dalarlardı . Oh ! ne harika bir yaşamdı bu !
Sayfa 59
Anlaşılan , onun gözünde , yemeği soğutmaktan , bekletmekten daha hor görülür , daha ahmakça , daha tiksindirici , daha yakışıksız bir şey yoktu ve aşağılık , zavallı biri olmanın bundan âlâ belirtisi olamazdı .
Sayfa 38 - iletişim yayınları
Bence yüz güzelliği dedikleri şey, tek bir gülüşten ibarettir.
Sayfa 14
Fransız Yeni Roman'ın Gücü Adına
Her taraftan kaynıyor gibiydiler, havanın nemlice ılıklığında ortaya dökülmüş, yavaş yavaş akıyorlar, duvarlardan sızar gibi, tel çevrili ağaçlardan, kanepelerden, kirli kaldırımlardan, meydanlardan dökülüyorlardı. Evlerin ölü cepheleri arasında, uzun ve koyu salkımlar halinde, gevşeyerek uzanıyorlardı. Uzak aralıklarla, mağazaların vitrinleri önünde, hafif tıkanıklıklar şeklinde yer yer girdap yapan daha yoğun ve durgun biriktirmeler meydana getirmekteydiler. Tuhaf bir rahatlık, umutsuz bir hoşnutluk yayılıyordu varlıklarından, “Exposition de Blanc” daki kar yığınlarına ustaca benzetilmiş çamaşır kümelerine, ya da vitrindeki bir taşbebeğe ilgiyle bakıyorlardı, bebeğin gözleri ve dişleri eşit süreyle yanıyordu, sönüyordu, yanıyordu, sönüyordu, yanıyordu, sönüyordu, hep eşit sürelerle, tekrardan yanıyordu, tekrardan sönüyordu. Uzun uzun, kımıldamadan, öylece bakıyorlar, uzaklaşmayı hep bir sonraki süreye bırakarak, vitrinlerin önünde kendilerinden geçmiş, kalakalıyorlardı. Ellerinden tuttukları sessiz ve durgun çocuklarsa, bakmaktan bezmiş, dalgın, uysal uysal bekleşiyorlardı yanıbaşlarında.
Sayfa 21 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
«En önemlisi, kendinize yalan söyle­meyin... Kendisine karşı yalancı olan kişi, hakaret gö­recek olanların başındadır...»
Çünkü iyi kitaplarla öbür kitaplar arasındaki, hiç de küçümsenemeyecek olan başlıca fark, bu kitapların kendilerini tekrar tekrar okutturabilmeleridir.
Ama insan huzur bulmak ve geleceği öğren­mek umuduna kapıldı mı, falcıların rasgele dağıttıkları kâğıtları okumaya ve bu kâğıtlarda kendi kendisini bul­duğuna inanmaya kadar vardırabiliyor işi!
Ve konuşuyorlardı, biteviye konuşuyorlardı, a­ynı şeyleri tekrar ede ede, evirip çevirerek, tekrar­dan evirip çevirerek, bir bu yönden, sonra öbür yön­den, hep yoğurarak, aynı şeyleri yoğura yoğura, ken­di hayatlarından elde ettikleri ("hayat" diyorlardı buna, ve bu konu onların alanıydı), bu kısır ve nan­kör konuyu parmakları arasında yuvarlaya yuvarlaya, yoğura yoğura, çekip uzatarak, ve yuvarlaya yuvar­laya, ta ki "hayat", nihayet, parmakları arasında ufacık, şekilsiz bir şey, boz renkli küçük, yuvarlak bir top olmaktan ileri geçemesin.
Reklam
“Fakat bunun ötesinde istedikleri bir şey yoktu, hepsi buydu işte, biliyorlardı bunu, hiçbir şey beklememek ve hiçbir şey istememek gerekti, hepsi bu kadardı işte, bunun ötesinde bir şey yoktu, buydu işte, “hayat,” denen. Ne başka bir şey, ne de bundan fazla bir şey, ha burası olmuş, ha şurası, anlamışlardı artık bunu.”
Geçmiş deneyimlerimizin izlenimleri bize hep, bir yerlerde, belirsizlik içinde şekillenmeye başlayan yenisinden daha akılcı görünür.
"Ama bunca didişme niye? Adaletsiz bir kavga bu, herkes için bir tükeniş!"
"Sözcüklere boğulmak, onlar arasında sıkışıp kalmak daha sağlam ve kesin, daha dayanıklı, daha kalıcı kılardı onu."
"İnsan zamanın geçtiğini fark etmiyor. Gerçekten de kaçmanın tam zamanı."
Resim