Resmegiderlik (fotojeniklik), herhangi bir kimsenin güzel, çekici
bir görümü verebilme yeteneğidir.
Makyajdan beklenen görevlerden biri, resmegiderliği artıracak ya
da sağlayacak düzeltmeleri, değişiklikleri gerçekleştirmektir.
kurguyla amaçlanan şey, çekimlerin mantıklı sıraya göre dizmek değildir. Kurgu, eldeki çekimler arasında seçim yapmak, bunları çevirim oyunluğundaki (senaryosuna) sıralarına göre dizmek, bu çekimlerin uzunluklarını büyük bir titizlikle saptamak, çekimlerin içerik yönünden ilişkilerini göz önüne almak, bunları belirli bir anlatıma göre düzenlemektir.
Kurgu yardımıyla filme özgü uzam ve zamanı yaratmak, filmsel
gerçeği ve evreni kurmak, filme belli bir anlatım kazandırmak, filme akıcılık vermek ancak böyle sağlanabilir. Buna göre kurgu, çok yönlü ve çok karmaşık bir işlemdir. Kurguya gelinceye kadarki bütün çapraşık sinema çalışmaları da bir bakıma sinemacıya bir ham özdek (madde) hazırlamak anlamına gelir, işin asıl önemli bölümü kurguyla başlar. Bunun nedeni şudur: Sinemacı daha filmini çevirmeden önce yapıtını kafasında bir bütün olarak tasarlamıştır; çevirim oyunluğu bu tasarının kâğıt üstüne dökülmüş biçimidir.
Ne var ki filmin çevrilmesi bu tasarıya, bu çevirim oyunluğuna
ne denli uygun gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin, yine de
sinemacının kafasında canlandırdığından değişik bir sonuç verir.
Asıl filmi, bu çekimleri düzenleyerek yeniden kurmak gerekir.
Bu da, görüntüleri taşıyan bu çekimleri, görüntüler arasındaki
ilişkiye göre düzenlemekle olur. Bir film her şeyden önce,
çekimler arasındaki bir ilişkiye dayanır.
''Günlük deneyimlerle edinilmiş bir sinema dil bilgisi, gerçekte sinema dilinin sanatının öğrenilmesi bir yana, bir sinema yapıtının anlaşılması, değerlendirilmesi için bile yeterli olamaz.''