Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nijat Özön

Nijat ÖzönTürk Sineması Tarihi (1896-1960) yazarı
Yazar
Çevirmen
8.0/10
13 Kişi
88
Okunma
7
Beğeni
1.850
Görüntülenme

En Eski Nijat Özön Sözleri ve Alıntıları

En Eski Nijat Özön sözleri ve alıntılarını, en eski Nijat Özön kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
28 Aralık 1895 günü Lumiere Kardeşler'in Paris'teki Grand Cafe'de halka yaptıkları ilk genel gösterileri ile sinemanın beyazperde üzerindeki asıl serüveni başladı. 1896 yılı boyunca "cinematographe" bütün dünyayı bir "rock'n roll" modası gibi sarıverdi.
Sayfa 30 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Bir Lumiere operatörü yabancı bir şehre gittiği vakit, aygıtını en kalabalık caddeye, en işlek alana yerleştiriyor, film çekiyor, bunun gösterileceği yeri, saati açıklıyordu. Kendilerini beyazperdede görmek umuduyla birçok kimse bu filmlerin gösterildiği salonu dolduruyordu. Bazen de sırf müşteri çekmek için, kameranın bomboş çalıştırıldığı da oluyordu. Bunlar mesleğin küçük düzenleriydi. Daha sonra bu filmler çoğaltılmak ve dağıtmak üzere Lumiere fabrikalarına gönderiliyordu
Sayfa 32 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Reklam
ilk gösteriyi yapmak için seçtiği yer, İstanbul'da Galatasaray'daki tramvay yolu dönemecinde bulunan o zamanın ünlü birahanesi Sponeck idi . Büyük bir talih eseri olarak Sponeck salonundaki bu ilk film gösterisiyle ilgili çok canlı bir anı, Ercüment Ekrem Talu tarafından anlatılmıştır: O vakitler Istanbul'da elektrik yoktu. Abdülhamit'in korkusu elektriğin memlekete girmesine engel olmuştu.
Sayfa 36 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Talat Paşa'nın deyimiyle "harbi popüler hale getirmek" gerekiyordu . lttifak Devletleri lehinde propaganda zaten çok önce başlamıştı. Bu hareketlerin biri, 14 Kasım 1914 cumartesi günü Fatih Camii'nde kalabalık bir halk kütlesi önünde "cihad-i ekber"in ilanıydı. Tarihin kaydettiği bu en gülünç "cihad" ile, tarihte ilk olarak Müslümanlar bir kısım Hıristiyanların yanı başında başka Hıristiyanlara karşı savaşa çağırılıyorlardı. Bu çağınşa nasıl karşılık verildiği de çok geçmeden en acı şekilde anlaşılacaktı.
Sayfa 50 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Türk Sinemasında Muhsin Ertuğrul Tekeli
Türk sineması ilk adımlarını tiyatrocuların önderliği altında attığı gibi, bu ilk dönemi izleyen on yedi yıllık sürede de çalışmalarına yine tiyatrocuların tekeli altında devam etti. Üstelik bu kez çalışmalar yalnız bir kişinin -M. Ertuğrul- yönetiminde yapılıyordu. Oyuncu kadrosu da, yine aynı kişinin yönetimindeki Şehir Tiyatrosu'ndan sağlanmaktaydı. Bu durum, Türk sinemasının gelişmesi üzerinde olumsuz etkiler yapmıştır. Ertuğrul, on yedi yıl Türk sinemasını tek başına elinde tuttuğu gibi, gerek doğrudan doğruya kendi yanında, gerekse başında bulunduğu Şehir Tiyatrosu'nda yetişen rejisörler aracıhğıyla bu olumsuz etki günümüze kadar sürd ü . Hiç şüphe yok k i , bu, Türkiye'den başka hiçbir ülkenin sinemasında rastlanmayan çok özel bir durumdu.
Sayfa 75 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Hükümetin sinema ve filmlerden alınan vergiyi indirmesi lpekçi'leri yapııncılığa itti. Üstelik, operetler dizisinde olduğu gibi , pahalıya mal olan tarihsel filmlerle işe başladılar. (1937)
Sayfa 117 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Reklam
Ertuğrul'un Türkiye'de 1922'den başlayarak meydana getirdiği yirmi dokuz film içinde şu ya da bu bakımdan üzerinde durulması gerekenler, üçü geçmez . Bunlar, sırasıyla Ateşten Gömlek , Bir Millet Uyanıyor ile Aysel, Bataklı Damın Kızı'dır. Bunlar da 1939'dan önceki yirmi filmi arasında yer alır. Sinemamızın ileriki gelişmesi bakımından, bu on yedi yıl büsbütün boş geçseydi daha iyi olurdu; zira üç filmin kazandırdıkları yanında geri kalanların getirdiği kötü alışkanlıklar çok daha ağır basıyordu.
Sayfa 118 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Bu arada Sovyetlerin yardımıyla Türk devrimiyle ilgili bir dokümanter hazırlanmaya başlandı; fakat Türk lnkılabında Terakki Hamleleri adını taşıyan bu film, ancak 1 93 ?'de piyasaya çıkabildi.
Sayfa 129 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Geçiş çağının son rejisörü Orhon M Arıburnu edebiyat alanından sinemaya atlayan bir sanatçıydı. 1946'dan, oyuncu-rejisör olarak ilk filmini çevirdiği 1951 'e kadar, çoğu Kamil'in rejisörlüğünde, yarım düzine kadar filmde oynadı.
Sayfa 140 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Mısır filmleri salgını , geçiş çağı rejisörlerinin işini daha da güçleştirdi. Bu rejisörlerin karşısındaki seyirci de, yine "tiyatrocular"a ve Mısır filmlerine alışmış, bu filmler le yetişmiş, geri bir seyirci topluluğuydu . Seyirciyi ve sanarçıyı aydınlatacak, yol gösterecek ya da destek olacak bir eleştirme çalışması yoktu. Bu bakımdan, geçiş çağı rejisörleri bir şeyler yapabilseler bile bunu kabul ettirebilmeleri ihtimali de pek azdı.
Sayfa 150 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.