Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nuray Yıldız

Nuray YıldızEskiçağda Yazı Malzemeleri ve Kitabın Oluşumu yazarı
Yazar
Çevirmen
8.8/10
4 Kişi
12
Okunma
1
Beğeni
1.921
Görüntülenme

Nuray Yıldız Sözleri ve Alıntıları

Nuray Yıldız sözleri ve alıntılarını, Nuray Yıldız kitap alıntılarını, Nuray Yıldız en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu derilerin en değerlisi dana derisi olup, en ince ve beğenilen vellum pergament ondan yapılıyordu. Bu en iyi kaliteye "pergamene virginea" veya "pergamena vitulina" da deniyordu. Geç devirde, Mısır'da Incil yazmaları için antilop ve ceylan derilerinden yararlanılmıştır. Mısır dışında ve belki ondan önce, III. yüzyıla tarihlenen bir Thukydides fragmanı için de ceylan derileri tercih edilmişti.
Sayfa 169 - Türk Tarih Kurumu
Kilin üzerine yazmak zor bir işlem olduğu için, herkes yazı yazamıyordu. Bu nedenle kâtipler, saraylarda, tapınaklarda ve tüccarların yanında özel bir yere sahip idiler. Yani kâtiplik, en yüksek ve devlet yönetiminin temel mesleği idi.
Sayfa 13 - Türk Tarih Kurumu
Reklam
Günümüz Instabook sayfaları!
İmparatorluk döneminin son zamanlarında, veya M.S. III yüzyıldan itibaren kitap ticaretinde bu modanın ortaya çıktığını görüyoruz. Cahil kitap meraklıları (bibliyofiller) bu modaya kapılmışlardı. Cahil kişiler zaman zaman kitapların çekiciliğine kapılarak, kitap toplama merakına kapıldılar. Bunlar genellikle zengin, gösteriş meraklısı kişilerdi ve bu modaya uyarak, evlerini dekore etmek istiyorlardı. Onlar için kitabın içeriğinin önemi yoktu. Ausonius, Philomasus adlı kişinin kütüphanesini, ilgisi olmayan ve hiç okumadığı kitaplarla doldurduğundan söz eder.
Sayfa 312 - Türk Tarih Kurumu
Fakirlerin lüks kitapları alamadıkları söylenebilir.
Sayfa 306 - Türk Tarih Kurumu
Kitaplar pahalı da olsa, zenginler için fark etmiyordu; onlar açık arttırma ile istedikleri pahalı kitapları alabiliyorlardı.
Sayfa 306 - Türk Tarih Kurumu
Mezepotamya'da kil tablet yazı malzemesi olarak kullanılırken, ağaç ve tahta tablet lüks malzeme idi. Ayrıca yörede kullanılan ve kil üzerinde gelişme ortamı bulan çivi yazısı, tahta üzerine yazmak için uygun değildi.
Sayfa 19 - Türk Tarih Kurumu
Reklam
Mezopotamya'nın bütününde, çivi yazısı özellikle kil tabletler üzerine yazıldı. Mezopotamya'nın coğrafyasına bağlı olarak nehir alüvyonlarından elde edilen bu toprak, ona rekabet edecek başka malzemenin bulunmaması nedeniyle, Mezopotamya'nın yazı malzemesi ve kitabı haline geldi. Kilden başka tahta, fildişi, deri, balmumu gibi diğer malzemeler de daha az sayıda olmakla beraber kullanılmış olabilir. Ancak kilden daha az dayanıklı olanlar, günümüze ulaşamamıştır.
Sayfa 5 - Türk Tarih Kurumu
Papyrusa gelince, bu bir mevsim bitkisidir, su birikintileri içinden toplandıktan sonra, sapını keserler, saptan aşağı kalan ve bir dirsek uzunluğunda olan yeri yenilir, ya da satılır, sapı başka işlerde kullanılır.
Sayfa 147 - Türk Tarih Kurumu
Kullandığımız kağıdın icadı
Kullandığımız kâğıdın icadı ise Çinliler'in Han sülâlesi imparatoru Wu Di'nin sarayında bir sanatkâr olan Ts'ay Lun tarafından, M.S. 105 yılında gerçekleştirilmiştir. Ts'ay Lun, pahalı olan ipeğin yerine, suda ıslatılarak yumuşatılan keten paçavraları ile dut ağacı kabuğunu karıştırarak işe koyuldu. Sonuçta temizlenip, beyazlaştırılarak ve buğday unu ile karıştırılarak tezgâha gerilir. 751 yılında Müslümanlar ile Çin arasında meydana gelen Talas savaşında 20,000 Çinli esir alınmış ve onlar aracılığıyla kâğıt yapımı Müslümanlarca öğrenilmiştir. Semerkand kağıdı, Önasya'ya ihraç edilirken, Müslüman Araplar da kâğıt üretimine geçtiler. Bağdat, Şam, Hama, Trablus ve Kahire kâğıt üreten merkezler oldular. Müslümanlar XII. yüzyılda, İspanya ve Sicilya'ya, XIII. yüzyılda ise Hindistan'a kâğıdın yapımını ilettiler. 1492 yılından sonra İspanya'daki kâğıt üretimi, Müslümanlardan, Hıristiyanların eline geçti ve Avrupa'da yaygınlaştı.
Sayfa 52 - Türk Tarih Kurumu
Sümer yazısı ekonomik ve yönetimsel ihtiyaçlardan doğmuş iken; Mısır'da yazı, anıtsal bir sanat unsuru olarak gelişmiştir. Kabartmaların üzerinde tasvir edilen figürlerin yanlarına adları ve unvanları yazılmış ve figürlere bağlı olarak yazı da kutsal ve majik bir anlam kazanmıştır. Böylece, Mısır yazısı yararcı amaçlar güderek dinsel niteliği ile birlikte yayılmıştır.
Sayfa 24 - Türk Tarih Kurumu
Reklam
Bir tarife göre de, bir haftalık buzağının derisi yıkandıktan sonra, bir gün süre ile temiz suda bırakılıyordu. Sonra içinde %30 taze sönmüş kireç bulunan, hamur kıvamındaki maddeye batırılıyordu. 18-20° de ve sekiz gün süre ile kireç banyosunda kalıyordu (8-16 gün olabilir). Tezgâh üzerinde kılları kazındıktan sonra yıkanıyor ve gerilerek kurutuluyordu. Yıkayıp kurutma işlemi, deri yüzeyi çok düzgün oluncaya kadar sürüyordu. Özel bıçakla tekrar traşlanan deri oğulur ve pudralı sünger taşı ile düzleştirilirdi. Tekrar kuruduktan sonra, istenen boyutta parçalara kesiliyordu.
Sayfa 171 - Türk Tarih Kurumu
Halka duyurulmak istenen duyuruların yazıldığı beyazlatılmış tahta levhalar, zamanla kitap şeklini alacak şekilde bir araya getirilerek, daha sonra görüleceği gibi, codex veya caudex adını aldı.
Sayfa 99 - Türk Tarih Kurumu
Papyrusdan yapılan kâğıdı zararlılardan koruma için en basit teknik, onu sedir yağına (cedrium) batırmaktı (Martialis, Epigr., III, II). Bunun sonucunda papyrus kâğıdı açık sarı bir renk alıyordu. Böylece nem ve böceklere karşı korunmuş oluyordu.
Sayfa 166 - Türk Tarih Kurumu
Pergament daha dayanıklı olsa da, bürokratik ihtiyaçları karşılayamıyordu. İşte bu nedenle papyrus üretimi (horrea chartaria) gelişti.
Sayfa 161 - Türk Tarih Kurumu
Papyrus, yaklaşık bin yıl süreyle Önasya ülkeleri ile eski Batı'da kültürel hayata hakim olan bir yazı taşıyıcısıdır. Tüm Eskiçağ boyunca Akdeniz çevresinde ortaya çıkan uygarlıkların düşünsel ve kültürel ürünleri papyrus sayesinde günümüze gelebilmiştir.
Sayfa 146 - Türk Tarih Kurumu
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.