Biri olmazsa, öbürü de olmazdı..
Olsa da tadına varılmazdı..
Anlatmakla anlaşılmazdı..
Aşktı..
Hayattı..
Hayat, zıtlıklarla örtülüydü..
Mutsuzluk olmasa doğruları bulmak, kaybetmek olmasa kazanmak zevk vermezdi.
Korkaklık olmasa cesaret, cahillik olmasa bilgelik, düşmanlık olmasa dostluk anlam kazanmazdı.
Yergiler övgülerle, yenilgiler yergilerle birlikte anılırdı.
Çirkinlik olmasa güzelliğe ulaşmak için çaba sarf edilmezdi.
Zaaflar olmasa güç ortaya çıkmazdı.
Alçaklar olmasa yüksekler baş döndürmezdi.
Karanlık olmasa aydınlık göz kamaştırmazdı.
Açlık hissini bilmeden tokluğa şükredilmezdi.
Acı olmasa tatlı yavan kalırdı.
Nefret olmasa aşk doğmazdı.
Ayrılık kavuşmalara, bitişler başlangıçlara zemin hazırlardı.
Birine göre "giden", bir başkasına göre "gelen"di.
"Celal"den korkmadan "Cemal" görülümezdi.
"Her şey", "Hiç"te gizliydi.
Pozitif kutup, negatifsiz düşünülemezdi.
İkiliğin gerçekliğini anlamadan"Bir" idrak edilemezdi.
*Zıtların ilişkisini kavrayabilenler, zıtlıkların ayırıcı değil tamamlayıcı olduğunu görebilenler, hayatı olduğu gibi kabul edebilenler hayattın zevk almayı başarırlardı.
Farklı heyecan arayıp bütün düzeni bozduktan sonra asıl mutluluğun kendi yuvası olduğunu karısını aldattıktan sonra anlayan bir doktorun sıradan hikayesini anlatan bir kitap.
Anlatımı akıcı. Fakat kitabın hikayesini beğenmedim. Bilindik bir hikaye. Kütüphanemdeki kitapları okumaya çalıştığım için başlayıp ve başladığıma pişman olduğum bir kitap oldu. Her kitap okunmayı hak eder bu felsefeden hareket ederek okurum tüm kitapları. Fakat önereceğim bir kitap değil. Bilindik hikayeler genellikle sıkar insanı bu kitabı okuyarak bunu bir kez daha anladım.