13.7k reads, 705 likes - Okay Tiryakioğlu books, works, Okay Tiryakioğlu who is, biography, Okay Tiryakioğlu information such as where, book reviews and comments, Okay Tiryakioğlu quotes and quotes detailed profile with 1000Kitap.
About
1972 yılında Mersinde doğdu. Çocukluğu İstanbul - Erenköyde geçti. Annesinin armağan ettiği gizemli ve kara mizah yüklü öykü kitaplarıyla edebiyata dair ilk heyecanları uyanmaya başladı. Bilkent Üniversitesindeki eğitimini 1994 yılında yarıda bırakarak tamamen edebiyata yöneldi. Yurtdışında, uzak ve gizemli ülkelerde yaşamayı daima sevdi.
Edebiyat çalışmalarının roman alanındaki ilk ürünü olan Karanlığın Çağrısı isimli eseriyle Beyan Yayınları 2002/İlk Romanlar ödülünü kazandı. İkinci romanı Gölgeler 2004 yılında basıldı. Bunu 2005te üçüncü romanı Bin Yılların Gecesi takip etti. Asıl çıkışını 2009 yılında Kuşatma 1453 ile yaptı. Tarihi roman okurlarının büyük ilgisiyle karşılaşan Kuşatma 1453ü, Kanuni ve Yavuz başta olmak üzere diğer romanları izledi.
•
Dede Korkut der ki:
Hani dediğim erenler,
Dûnya benimdir diyenler,
Ecel aldı yer gizledi,
Fani dünya kime kaldı,
Gelimli gidimli dünya,
Son ucu ölümlü dünya…
•
Herkese merhabalar öncelikle.
😊
Bu sitede hep kendim için vakit geçirdim şimdiye kadar. Bu kez başkalarına faydalı olabilmek adına yazıyorum.
Yeni atanmış bir öğretmenim, az da olsa bilen arkadaşlarım var burada. Köy okulundayım ve okulumun ve öğrencilerimin kitap eksiği var. Ben de onlar için kitaplar edinmek istiyorum. Kendim de alabilirim
Bu kitapla ilgili sevdiğim birçok nokta var.
Ama ilk önce en çok sevdiğim kısmı söylemek istiyorum; kitapta aşk yok. Bu o kadar güzel bir şey ki yan hikaye olarak bile yok. Ne saray entrikaları, ne harem ne de herhangi bir askerin aşkı hiçbiri yok. Tamamen Fetih odaklı yazılmış.
Fetih başlı başına olağanüstü bir olay iken çoğu yazar ya da film buna başka ruhanilik, efsanevilik eklemeye bayılırlar. Kitapta bu da yok. Ben harmanlanmış bir gerçeklik okuduğum için mutlu oldum.
Bir diğeri tarafsız bakışı sevdim. Tarih yenen tarafı kahraman yenilen tarafı utanca boğulması gereken kişi olarak yazar. Kural budur. Fakat Doğu Roma'nın savunmasında Kral ve Komutanların çabalarına yer vermesi, onlara gerçekte olduğu haliyle yer vermesi - bazı filmlerde sefa sürenler olarak görürüz- daha da güzelleştirmiş kitabı.
Bazen Mehmet Han'ın iç konuşmalarını, iç hesaplaşmalarını görüyoruz. Bu da çoğumuzun bildiği haliyle fethin zor psikolojik şartlarından bizi haberdar ediyor.
Son olarak ise başka kitaplardan seçilen bölüm başı yazıları o bölümün birkaç cümlelik özeti niteliğinde yani cuk oturmuş diyebilirim :))
Eğer biraz hayal biraz gerçek bir fetih sahnesi okumak istiyorsanız doğru bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Ruslara karşı 17 kere savasmıs ve hepsinde galip gelmiştir. esir edildikten sonra rus çarı ona olan saygısıından dilegini yerine getirmiş ve Osmanlı Devletine gitmesine müsade etmiştir. 25 yıl boyunca verdiğin o gazalar mücadeleler ve bitmek bilmeyen o Dava aşkı...Düşmanına bile büyük hayranlık uyandıran saygı gösterten lider..Sultan Abdülaziz sultanım mezardan babam gelse bu kadar bahtiyar olmazdım diyerek saygı ve hürmette bulunmuştur. kutsal topraklara efendimizin kabrini ziyareti esnasında selam vermiş orada bulunanlar Peygamberimizin selamını alışına şahitlik etmiştir. Hayatına dair bu anektod beni derinden etkiledi ...
1797 yılında dünyaya gelmiştir.
Gençlik yılları ilim tahsiliyle geçer. Arkadaşlarıyla birlikte gittiği Bağdat'ta, meşhur Mevlana Halid-i Bağdadî'den dersler almıştır.
Dinî ilimlerin yanında; edebiyat, tarih ve fen bilimlerine ait derslerle eğitimini tamamlamıştır. Bundan dolayı o artık adının başında bir de "Şeyh" ünvanı taşımaktadır.
ŞAMİL;
Adı; lûgatlardaki "kahramanlık", "cesaret", "fedakârlık", "yiğitlik" gibi pek çok kelimenin yerine kullanılabilir.
HAYATI;
İki kelime ile özetlenebilir;
“İlim” ve “Cihad”
Bazı kitaplar okunmuyor, okurken yaşanıyor.
"Gökyüzünden yaş yağdıran bir bulut, Güneş yaslara bürünmüş batıyor... Altın, gümüş ve çelikten bir tabut, Bu tabutta Hun güneşi yatıyor."