Ömer Faruk Akün (d. 5 Nisan 1926, İstanbul), edebiyat tarihçisi, yazar ve eski bir akademisyendir.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Daha sonra İstanbul Üniversitesi'nde çalışmaya başladı. Yeni Türk edebiyatı üzerinde çalışmalarıyla tanındı. Nâmık Kemâl’in Mektupları ve Türk Dili Karşısında Türk Münevveri kitaplarının yazarıdır
Mektep kitaplarında dil bir hamlede değiştirilmiş, mesuliyetten olduğu kadar, filolojik ehliyet ve zihniyetten de tamamıyla beri bulunan kimselerin kendi kafalarının, bilgisizlik ve zevksizliklerinin laboratuvarında yaptıkları, hiçbir ilmî kontrolden, ilmî münâkaşadan geçmemiş yüzlerce, binlerce kelime kullanılması, bellenilmesi mecburî bir devlet lügati haline getirilmiştir. Mekteplerde "arı dil kolları" kurdurulmuş, bu kollar yeni dil icad etmekle vazifelendirilmiş, bu kollarca arı dilin duvar gazeteleri çıkarılmıştır. Ve talebenin, yazılarında bu dili kullanmaları mecbur tutulmuştur. Bu işe şartlanmış hocalar, talebelerin bilgilerine ve seviyelerine göre değil, bu kelimeleri kullanıp kullanmadıklarına göre not vermişlerdir. Kıymetli ve çalışkan talebeler, bu kelimeleri istenilen ölçüde kullanmadıkları için muvaffakiyetsiz sayılmış, hattâ bu yüzden harcanmışlardır. Bütün bu faaliyet, maarif vekaletinin tavsiye ve himayesi altında sürdürülmüştür.
Yıllar boyunca gittikçe artan bir kesâfetle zihinleri dilde, lûgatte şartlandırılmış olanların ise durumuna gelince: Bunlar, meselenin farkında değildirler. Türkçe'yi, gerçek Türkçe'yi zihinlerine aşılanan sözlerin dünyasından ibâret zannederler. Tabiî Türkçe'nin eserleri ile karşılaştıklarında ise bir yadırgama duygusunun içine düşerler; şartlandırıldıkları "sözcük" lerle örülü kekrek dili bunlarda bulamadıklarından yabancı ve eski bir şeyle temâsa gelmiş gibi rahatsızlık ve tatminsizlik duyarlar. Çünkü onlar, türeme bir zümre dilinin suni dünyası içinde kalmış. Türkçe diye böyle yapma bir dilin vehmine saplanmış olanlar, bu sicilsiz ve nesepsiz dili gerçek Türkçe sananlardır.
En başta gelen, en sârî olan, dil züppeliği, arı dil snobizmidir. Bir kısım "aydın", modern görünmek, çağa ayak uydurmuş gözükmek psikozu ile tasfiyenin dilini, kendilerini alışılmıştan, eski sayılandan uzak, yeni ve ileri göstermeği sağlayan bir husûsî lehçe gibi benimsemiştir. Onda düşünce kofluklarını, fikir sathîliklerini bu moda lûgatin getirdiği kelimelerin cilâ ve örtüsü ile anbalanjlamak imkanını da görmüşlerdir. Bu lehcenin lûgatına sık sık baş vurmak, bilgi ve fikir boşluklarını kamufle etmekten başka, söylenen ve yazılanları yeni diye satmağa da yaradığından çok revaçta bir tutum olmuştur.
Sayfa 16 - Kubbealtı / arı dil = öztürkçeKitabı okudu
ömer faruk akünün divan edebiyatı hakkındaki meşhur kitabı. özünde makale. gayet akademik bir dille yazılmış bilgilendirici bir kitaptı. aruz kısmında vezinin ayrıntısına girmemişti. ilgisi olanı sıkmaz altı üstü çizilerek okunabilir
Divan edebiyatı ya da daha isabetli tabirle klasik türk edebiyatı (s. 18) islamî bir devrin edebiyatı olmakla beraber (s. 20), islamî bir edebiyat olduğundan bahsetmek (yazar aksi görüştedir s. 148) pek mümkün değildir. Aksi yöndeki kanının sebebi bir çok şairin mutasavvıf olmamasına rağmen tasavvufi tabirleri kullanmaktan çekinmemesidir. (s. 152)