Ben bir yahudiyi, düşen müslümanı kaldırırken gördüm; bİr hıristiyanın, müslüman topluluklar için kendini tankın önüne atarak parçalandı ğını gördüm. Bir ülke insanının bir başka ülke insanına nasıl merhamet le elini uzattığını gördüm. Ben Çanakkale Savaşı'nda, yarak bİr ingiliz as kerinin cebinden çıkan eşİ ve yavrusunun resmini görüp gözyaşları İçeri sinde o ingiliz askerini kurşunların altından çekip alarak yarasını saran şerefli cesur mehmetçiği gördüm. Defalarca gittim Çanakkale anıtına. Zavallı gençlerin birkaç yeryüzü bozguncusunun kurbanı olduğunu gör düm, Çanakkale'de ölen yabancı genç delikanlılar için atalarımın "Bun lar da bizim evlâtlarımız, siz merak etmeyin, en iyi şekilde anıtları mu hafaza edilecektir." dediğini gördüm. Ben Çanakkale'de ölümü gördüm; barışın, insanlığın, merhametin, gözyaşlarının ne kadar önemli olduğunu gördüm. Japonların "Sizİn Çanakkaleniz var, nasıl olur da kalkınamazsınız!" sözlerini hatırladım. Acıların (Nagazaki, Hiroşima gibi), İnsanı başarıya götüren gerçekte aydınlık yol olduğunu dünyanın teknoloji efendisi Japonlardan öğrendim.
Bu kitabı yazmamdaki amaç onbİnlerce Ömer Faruk'tan birİ olmamak tır. Onbinlerce hatta yüzbinlerce Ömer Faruk'un içinden sıyrılıp farklı ve sıradışı Ömer olmak isteği bana bu kitabı yazdırdı. Altı milyarın içindeki farklı İnsanlardan olmak İstiyorum. Eğer öğretmensem 60 0 bİn öğret menden biri olmak istemiyorum. Eğer öğrenciysem 15