Hazreti Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) cenneti anlatırken Şöyle buyurmuştur: "Hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği, düşüncesi hiçbir Kalbe gelmeyen yer cennettir."
Cennete boş söz, yalan yoktur. Orada sadece "Selâm selâm" sözleri işitilir, eski hatıralar anılır, Allah'a hamd edilir, yorgunluk, üzüntü, korku, hakaret yoktur.
Neşe ve rahatlık cennetliklerin yüzünde okunur. Çok lüks, şatafatlı, muhteşem bir hayat onları bütün yönlerden sarmıştır. Elbiseleri lükstür. Yiyecekleri altın, gümüş ve - kristalden kaplar içinde daima hazırdır. Hizmet için genç delikanlılar hazır beklerler. Ayrıca daima bakire, tertemiz mükemmel bir tarzda Allah'ın yarattığı inci, mercan, yakut gibi güzel, aynı yaşta, göğüsleri tomurcuklanmış, iri gözlu, süslü huriler cennetlik içindir. Ama dünya kadınlarından cennetlik olanlar, Cennet'te evlenme çağındaki gibi bakiredir, tertemizdir ve hurilerden yetmiş bin defa daha üstündürler. Zira onlar bu dünyada teklife muhatap idiler.
Cennet'in sekiz kapısı vardır, her biri çeşitli cennet katlarına girişi sağlar. Bu kapılara Namaz, Cihad, Zekât, Oruç, Tevbe, Sabır. Itaat, Rahmet isimleri verilir. Rahmet kapısı Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'e tahsis edilmiştir, ilk Cennet'e girecek olan da O'dur. Cennet meleği Rıdvan onun için ayağa kalkıp kapıyı açar ve "Senden önce hiç kimseye bu kapıyı açmadım ve senden başka hiç kimse için ayağa kalkmadım" der. Daha sonra derecelerine göre diğerleri Cennet'e girerler.