Hakkında
Aslen Kahramanmaraşlı olan Osman Alagöz, 1971 yılında Lüleburgaz’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş’ta tamamladı. Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu.
Yazı yolculuğuna bir grup arkadaşıyla üniversite yıllarında başladı. Denemeler yazarak çıktığı bu yolculuğa hikâyelerle devam etti. Şimdilerde de hikâye üzerine çalışmaktadır. Hayatın içinden konuların yer aldığı hikâyelerin yanı sıra tarihi konuları içeren hikâyeler yazdı.
Milli mücadele döneminde kadın ve çocukların kahramanlıklarını ayrı ayrı hikâyeleştirdi ve bu bağlamda konferanslar verdi. Milli Mücadelede Kınalı Eller kitabında anlatılan kadın kahramanların hikâyeleri radyo tiyatrosu olarak uyarlandı.
Yazarlık atölyelerinde “yazabilmek” üzerine söyleşiler yaptı. Hikâye yarışmalarında juri üyesi olarak görev aldı.
Ayrıca Peygamber Efendimize Mektup konulu yarışmada Türkiye Birincisi oldu.
Yazıları Yağmur, Hece Öykü, Yedi İklim, Sühan, Sızıntı, Yitik Düşler, Aşkar ve Kırkbaşak gibi dergilerde yayımlandı.
Halen Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Unvan:
Yazar
Doğum:
Lüleburgaz, Kırklareli, 1971
Okurlar
4 okur beğendi.
290 okur okudu.
3 okur okuyor.
30 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Sözler ve Alıntılar
Vatan olmadıktan sonra, öz yurdunda gurbet yaşamaktansa ölmek daha iyidir düşüncesi hakimdi gönüllerde.
Sayfa 39 - Kaynak yayınları
Insanlar birbirlerini sevdikçe güzeldi yaşamak. Vuslat, sevgi varsa güzeldi. Yarınlara yürümek aşk ikliminde dokunurdu ruha. Güneş sarı sıcağını salarken tabiatın bağrına, gözler sevdayı anlatıyorsa gönülden gönüle, işte o zaman bir mana ifade ederdi aynı çatı altında yaşamak, aynı yıldızlara bakıp hayal kurmak.
Sayfa 22 - Kaynak yayınları
Ağaçlarda çiçekler belirsizliğin rengine bürünmüş, hüzün kokuyordu. Hüzün, kaygı ve direniş...
Sayfa 29 - Kaynak yayınları
22 Mayıs Kadıköy Mitingi
"Ey, şanlı ecdadın şanlı torunları!
Bu gün burada, hepinizin de bildiği gibi, Izmir'in işgali münasebetiyle toplanmış bulunuyoruz.
Heyecanlarımız, kanlarımız söndürülse bile, göğsümüzde milliyetten yapılmış bir kalp var ki; onda yabancının ne ihtirası ne de korkusu yaşar. Onun semasını kaplayacak olan ancak istiklal havasıdır.
Ben
Sayfa 58 - Üniversite öğrencisi Saime
Çarpışmayı uzaktan takip eden Makbule Hanım, geriye çekilen askerleri görünce çılgına döndü. Düşman önünden kaçmak bir efeye yakışır mıydı? Ölüm, döneklikten ve bozgundan daha şerefli değil miydi?
Sayfa 49 - Kaynak yayınları
İletiler
Yorumlar ve İncelemeler
