En Yeni Pakize Türkoğlu Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Pakize Türkoğlu sözleri ve alıntılarını, en yeni Pakize Türkoğlu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Bu yüzden Arap kültürü de var gücüyle kök salıyor.
Anadolu medreseleri Türklerin İslam dinini kabul etmesiyle Selçuklular döneminde kuruluyor. Selçukluların dili Farsça olduğu için medrese dersleri de Farsça ve Arapça olarak yapılıyordu. Osmanlı ile hükümranlık değişince resmi dil Türkçe olsa da eğtim ve ibadet dili yine Farsça ve Arapça şekilde devam ediyor. Bu yüzden Arap kültürü de var gücüyle kök salıyor.
Sayfa 36
İnsanların yaşamında unutamayacakları, kendilerine acı veren, üzen, ama akıllarını başlarına getiren beklemedikleri anlar vardır.
Sayfa 532Kitabı okudu
“Kitap olsun adam olsun, cildine aldanma içindekilere bak.”
Sayfa 512Kitabı okudu
Her şey yerli yerinde duruyordu ama hiçbir şey eskisi gibi değildi.
Sayfa 479Kitabı okudu
Trenci ona,
“Burası milletvekili yeri beyim!” diyerek dışarı çıkarmak istediğinde adama,
“Sen benim kim olduğumu biliyor musun efendi, ben milletin kendisiyim, ben ayaktayken vekilim burada oturamaz, çekil karşımdan” diye çıkışmış.
Trenci, “Bilmiyordum beyim” diyerek geri çekilmiş.
Sayfa 493Kitabı okudu
Sen benim yarınımdın,
Şimdi dünüm oldun.
Taptazecik goncamdın,
Duygumdun, düşüncemdin, ne çabuk soldun.
(17 yaşındaki kızı Yarın’ı kaybettikten sonra bu derin acıyı mezar taşına kazıyor Rauf İnan…)
Sayfa 461Kitabı okudu
Kaç yıl önce okuduğumda anlamamış olduğum bir kitapla yeniden karşılaşmak bende ilginç bir motivasyon yaratmıştı.
Sanki önceden gördüğüm ama yakından tanışmadığım biriyle buluşunca birbirimize söyleyeceklerimiz varmış gibi bir duyguya kapıldım kitabı okurken.
Sayfa 355Kitabı okudu
Tonguç’un, adama iş bulmak yerine, işe adam aramak anlayışı burada da kendini gösteriyordu.
Sayfa 329Kitabı okudu
Boz urbalarımızdan enstitülü olduğumuzu anlayan Ispartalı bir adam yerel dille oradakilere,
“Akadeş, bizim Gönen’de de va bunların okuduğu mektapdan. On parmağında on hüner oluyo her birinin” diye anlatıyordu.
Sayfa 273Kitabı okudu
Rahata kavuşunca çektiğimiz birkaç günlük zahmeti unutacağımızı söylüyordu bize.
Sayfa 290Kitabı okudu
Ağaçsız yerlerde yaşayan insanlara neredeyse acıyor, onların yoksulun yoksulu olduğunu düşünüyordum.
Sayfa 273Kitabı okudu
Safa Tangör’ün Antalya şarkısını yeniden birlikte söyleyerek uğurladık onları:
Yemyeşil bir halısın
Bir portakal dalısın
Akdeniz peteğinin
En kokulu balısın…
Sayfa 227Kitabı okudu
Ben yetmişlerimde o da altmışlarındaydı belki.
“Gözümde dünyanın en büyük insanı hala sizsiniz ablacığım” dedi bana.
Sayfa 179Kitabı okudu
Mükemmel iyinin düşmanıdır
Ben en iyiyi yapmak, değilse yapmamak yanlısıydım ama en iyiyi yapamıyordum.
Sayfa 141Kitabı okudu
Sofya'da Bir Köylü
Kıyafet balosundan çıkartılmak istenen bir köylü polise direnip, "Savaşta yurdu korumak için silah kuşanan, barışta halkı beslemek için sabana koşulan biziz. Burada eğlenmek benim de hakkım" deyince polis onu çıkarmaktan vazgeçiyor.
Sayfa 23Kitabı okudu
Türkiye'de 20.yüzyılın ilk yarısında dünyayı şaşırtan iki büyük savaşım ömeği verildi. Bu iki önemli olaydan biri, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğundan yeni bir cumhuriyet yaratan Ulusal Bağimsizlik ve Kurtuluş Savaşımızdı (1919-1923). ikincisi de, savaştan sonra kurulan yeni devletin kısa sürede gelişip ilerlemesini etkileyecek, yerli bir eğitim ve kalkınma seferberliği olan Köy Enstitüleri hareketidir (1935-1946).