Troyalı Kadınlar. Mitoloji seven herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum ama kitabı sadece mitoloji yönüyle de değerlendirmemek gerekir. Çünkü aslında savaşların arka yüzlerini anlatıyor. Bu tür kitaplar beni her zaman etkilemiştir. (Bakınız: 1902 Doğumlular)
Troyalı Kadınlar da buradan vuruyor aslında bizi.
Çünkü savaşın arka planında
Bir gün Pat Barker adında bir yazar çıkar ve tarih boyunca susturulan kadınların, şehirlerini yağmalayan ve ailelerini katleden erkeklere köle olarak yaşamaya zorlananların sesi olur. Çünkü kadınlar narindir, kırılgandır ve bugünün savaşçılarını doğuran ve gelecekteki savaşçıları doğuracak olan kadınlar yaşadıkları zulümleri yüreklerine basıp sağır eden koca bir sessizliğe bürünenlerdir.
Barker nefretin, çaresizliğin ve savaşın yarattığı yıkımın bu üçgende nasıl sıkışıp kalındığının kurgusunu yaratmış. Tabi alışık olmadığımız feminist bir dille ve fevkalade bir senaryoyla aktarmış. Duygusal, yıkıcı ve çok gerçekçi…
Troya Savaşı hakkında okuduğumuz hemen her tür yazından aşina olduğumuz Briseis yani Yunan mitolojisine göre Troia’da Lyrnessos şehrinde soylu bir kadın. Akhilleus, şehri yağmalayarak Briseisi köle olarak alır, ama sonra Agamemnon’a vermek zorunda kalır. Briseisi’in akıbetini onun gözünden okuyorum bu sefer. Onun acıları, sessiz gücü ve asaleti sarsıcı.
Görülmeyenler, önemsenmeyenlerin kalplerindeki umut ışığının hiç sönmeyişi..korkularına rağmen cesaretli duruşları, çektikleri acılara rağmen dayanışma içindeki kararlılıkları…Ne söylense eksik kalacak empatik buhranlar. Bu kitap onların… Bu kurguyu okumaktan çok keyif aldım. Antik Yunan’a ilgi duyan herkese ilk önereceğim kitaplar arasında. Kitabı okumama vesile olan canım kadına ayrıca sevgiler
Çocukluğumdan beri ilgilendiğim Truva savaşıyla ilgili en vasat kitaplardan biriydi.
Madeline Miller kitapları da evet Kirkenin agzından ya da Patroklos'un agzından dinledik ve begendik. Kitabı okuyanlar gerçekten bazı konuların amaçsızca uzatıldığını görecekler. Kimse bir film ya da dizi izlerken sürekli oyuncuların günlük ihtiyaçlarını karşılamasını izlemek istemez. Olay örgüsünü aşırı derecede yitiriyor.
Pat Barker kitabın sonlarına doğru biraz daha kibirlenip kendi suskunluğunu bozup kabuğundan çıkıyor. Briseis'in ağzından değil birebir kendi düşüncesini sokmaya çalışıp her şeyi benim için mahvediyor diyebilirim. En efsane, bilinen gerçeklere taşlama yapmaktadır.
Truva filminden aşırı derecede etkilenmiş olduğunu görüyorum umarım yazım yılı ondan öncedir yanılıyorumdur.
Hiçbir şey bilmeyen konu hakkında en ufak bir fikri olmayan biri okuyabilir. İthaki yayınları nasıl yayınlamak istemiş hayret ettim doğrusu.