Kaygı, bir varlığın kendi muhtemel yokluğunun farkında olması halidir Aynı yargı daha kısa şöyle ifade edilir: Kaygı, varolmamaya Yani yokluğa dair varoluşsal farkındalıktır.
Semboller ile işaretler arasındaki temel ayrım şudur: İşaretler ,işaret ettikleri şeyin gerçekliğine ve gücüne herhangi bir şekilde katılmazlar .Oysa semboller, sembolize ettikleri şeyle aynı olmamalarına rağmen onun anlamına ve gücüne katılırlar.
Aynı zamanda mutluluk için mücadele ederiz bize oldukça yüksek derece bahşeden bir zevk ve hoş bir vakte sahip olma hususunda ilgiliyizdir. Ancak ya kendi otokritik (self-scrutiny) ya da başkalarının yargı aynalarından kendimize bir göz atarsak bizi kaygı basar.
Ancak itaat sevgi değildir. İtaat sevginin hilafında olabilir .Kişinin aslı ile yeniden birleşme arzusu olmadan Tanrıya yönelik sevgi anlamsız bir kelime olur.
Sadece sevgi, kendi ebedilik saygınlık ve şartsız geçerliliğini kaybetmeksizin her bireyin ve sosyal durumun somut taleplerine göre kendini dönüştürebilir. (TILLICH)