Peter Zudeick, Almanya’nın Solingen kentinde doğup büyüdü ve meslek yaşamına polis olarak başladı. Daha sonra Köln’de edebiyat, pedagoji, felsefe ve tiyatro eğitimi aldı. 1976 yılında Kölner Stadt Anzeiger gazetesine stajyer olarak girip, politika servisinde gelecekteki mesleğiyle tanıştı. 1980 yılında radyoya geçerek muhabir ve moderatör olarak çalıştı. 1982’de parlamento muhabiri oldu.
Peter Zudeick 1985 yılında beri Almanya’nın önde gelen radyo istasyonları ve gazeteleri için serbest gazetecilik yapıyor, televizyon programları hazırlıyor. Çalışma alanları siyasi röportajlar, yorumlar, analizler, araştırmalar ve edebiyat üzerine söyleşilerdir. Alman hr 2 televizyon kanalında siyasetçilerin ağızlarından çıkan çarpıcı sözleri hicvederek özetlediği haftalık programı, gördüğü büyük ilgi üzerine CD olarak da satışa sunuldu.
Son dönem yazdığı kitaplarda Almanya’yı giderek yoksullaşmaya sürüklediklerini savunduğu siyasi yöneticileri eleştiren Peter Zudeick, eserlerinde Plato ve Marx vb. gibi tarihe yön vermiş kişilikleri günümüz yöneticileriyle kıyaslıyor.
Her şeyi 'bir anda bitirme' gayreti içinde olan ahlaksızlık, kan ter içinde işgüzarlık ve de telaş çağının ortasında, kendimize zaman tanıyalım, sakinleşelim, yavaşlayalım
Nietzsche Deccal'de şöyle der: "Yalan söyleyerek gerçeklerden kurtulmayı kim seçer? Gerçekler yüzünden acı çeken. Gelgelelim gerçekler yüzünden acı çekmek, bahtsız bir gerçek olmak demektir."
Nietzsche'yi anlama kitabı diyebilirim. düşüncenin ve karakteristik özelliklerinin altyapısını işleyip, Nietzsche'yi anlamamış birine bile rahatlıkla anlayabileceği bir dille yaklaşmış resmen. şu noktada bir şey söylemem gerek; Nietzche'yi doğru analiz etmiş. kendi adıma yeni bir şey okumadım. Genel bir tekrar oldu Nietzsche sever biri olarak ancak beğendim.
kitabın ismini eleştiriyorum. daha özgün ve yaratıcı bir şekilde hazırlanabilirmiş
Adının ‘şipşak’ olmasına karşın pek de şipşak olmayan bir kitap Şipşak Nietzsche. Doğumundan başlayarak aile ve iş hayatı, okul yılları, arkadaşlık ilişkileri de dahil olmak üzere yaşadığı tecrübeler, bu tecrübelerin onu nasıl değiştirdiğini ve bu değişimlerin fikirlerine yansıyan dönüşümlerini gözlemleyebiliyoruz.
Üstelik tüm eserlerinin arka planında yatan olayların analizlerine yer verilmesi, bu kitapları okuyacak olanlara bir rehber niteliğinde olabilir.
Nietzsche hiç okumamış ancak okumak isteyen biri için başlangıç kitabı olabileceğini düşünüyorum. Aksi takdirde bu kadar gelgitleri olan, düşünceleri hızlı değişen birinin yanlış anlaşılma ihtimali oldukça yüksek. Nitekim kızkardeşi de bu durumu kullanmış ve ölümünden sonra en büyük Nazi karşıtını ‘ari ırkın’ fikir babası konumuna yükseltmiş. Üstelik bunu, Nietzsche’nin her fırsatta Almanlar’dan hoşlanmadığını sert bir dille ifade etmesine rağmen başarmış.
Kitap Nietzsche okurken sıkça dönülüp bakılacak nitelikte güzel bir kitap olmuş. Tabii ki adına ve felsefesi üzerine yazılan yüzlerce kitaba karşın tek bir kitapla Nietzsche hakkında tüm bilgilere ulaştığınızı söyleyemem. Ancak hayatına ve eserlerine genel bir bakış, bir çerçeve sunması açısından faydalı bir kitap olduğunu düşünüyorum.
#kitapyorumum
#sipsaknietzsche
#PeterZudeick
Kitap sadece Nietzsche'nin biyografisi değil aynı zamanda Şen Bilim,Iyinin ve Kötünün Ötesinde, Insanca Pek Insanca gibi birçok kitaplarının da özeti mahiyetinde.
Papaz bir babanın oğlu olan Nietzsche, dinle ilgili sorgulamalarına babasının ölümü üzerine beş yaşında başlar. On yedisine geldiğinde ise önyargılar ve boyunduruk altına aldığı için Hıristiyanlığı eleştirir. Ilerleyen yıllarda ise Tanri'yi, dünyayı ve insanları sorgulamaya devam edecektir.
Toplumsal ilişkilerinin bozuk olmasının sebebini, kendini onlardan daha iyi olarak gören Nietzsche'ye göre eğer bir şey olmak isteniyorsa bu tam ve kurallara uygun olmalıdır. Otuz beş yaşındayken filoloji bölümünde ordinaryus profesörlüğe kadar yükselir. Fakat bu yetmeyecektir ona. Burdaki görevinden de ayrılır. Amacı felsefeyi seven ideal bir filozof portresi çizmektir.
Yazdığı kitaplar zaman zaman alaşağı edilse de ,Nazi propagandasi yapmakla itham edilse de savunduğu fikirleri söylemekten/yazmaktan çekinmez.
Aslında daha çok söylenecek şey var ama kendisi bir kadınları asaladigi, değersiz ve aptal gördüğü için yorumumu burda sonlandırmayı tercih ediyorum.
Iyi okumalar.