Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Rachel Gibson
Rachel Gibson Yorumları ve İncelemeleri
Rachel Gibson yorumları ve incelemelerini, Rachel Gibson kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Rachel Gibson puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
401 syf.
6/10 puan verdi
Rachel'ın kalemi ile birkaç esprili diyalog hariç uzaktan yakından ilgisi yoktu. Hele ki konu ile kitabın adının hiç ilgisi yoktu. Karakterlerle ilgili bir sorun da yoktu, ama anlatımın yavanlığı yüzünden hiçbir şey hissedemedim. Öncelikle giriş çok hızlıydı, ilk 60 sayfada düğünden kaçtı, John'un evine geldi, tek gecelik ilişki arkasından uçak bileti ile güle güle. Sonra iş arıyor derken bir baktım nasıl yani dedim birden üstünden yıllar geçti işin şekli değişti. Asıl önemli noktaları işlemeyip gereksiz diyaloglara yer vermiş o yüzden de hissiyat sıfırdı. Zaten sonrasında sürekli birbirlerini iğneleyip zerre hoşlanmıyorum modunda ilerledi, kitaba adını verdiği tutkulu aşkı hiçbir sayfada işlememişti. Umduğum gibi çıkmadı ki ben bütün kitaplarına bayılmıştım ama bu üzgünüm yani Gibson'dan asla beklenmeyecek bir kitap olmuş.
352 syf.
9/10 puan verdi
Düşük puan almasına şaşırdım. Özellikle bu aralar romantik komedi ve aşk adı altında çıkartılan birçok kitaba taş çıkartır bu kitap. Gerçek hayatı olduğu gibi yansıtan, hem komedi hem de aşkın olduğu çok güzel bir kitapti bana göre.Çok doğal ve akıcı bir anlatımı var ve okurken hissedebiliyorsunuz herşeyi. Hope ile Dylan'ın arasındaki ilişkiyi, aşkı, çekinceleri,umudu, korkuyu vs. herseyi hissettirerek aktarmış ve çok da başarılı olmuş. Herkesin birbirini tanıdığı, her sırrını bildiği ve hiçbir şeyin gizli kalmadığı klasik kasaba hikayelerini seviyorsaniz, içinde hem aşk hem de komedi olsun diyorsanız kesinlikle tavsiye ederim.
Birbirlerine yalan söyleyerek başlayan bir buluşmada ilk görüşte aşk yaşanılabilir mi? Bu kitapta bu sorunun cevabını bulabilirsiniz. Ve hangi kafadan çatlak romanlardan etkilenip insan öldürmeye kalkar ki? Ve yazarı takıntılı bir şekilde sever?
336 syf.
5/10 puan verdi
Genel olarak çerezlik, dinlendiren kitaplardan olmasına rağmen detaylar biraz yordu ve kitap hiç akmadı. Kaplumbağa hızında ilerledi, tatmin edici olaylar ve diyaloglardan da yoksundu. Son sayfalarda da çok hızlı bir final yaptı. Beau'nun donanma günleri, Stella'nın çocukluğu derken geçmişe haddinden fazla ağırlık vermiş. Kız kardeşi Saddie'nin yanına çağırılması ile başladı, buluşmaları kitabın yarısından fazla sürdü. İçerik olarak diğer kitaplarına göre çok basit kalmış. Pdf olarak okuduğum için çok problem etmedim ama bu kitabını tavsiye etmem.
367 syf.
7/10 puan verdi
Maddie geçmişiyle yüzleşmek biraz da intikam almak amacıyla Truly'ye gelir ve annesini anlatan kitabını tamamlamak için geçmişi eşelemeye başlar. Olaylardan yeterince etkilenen diğer taraf olan Mick ve Mag'in aslında geçmişin eşelenmesine ihtiyaçları olmasa da sırlar bir şekilde açığa cikmak zorundadır. Bu arada Maddie ve Mick arasındaki çekimi anlatmaya gerek yok. Yine klasik kasaba konulu bir kitap, olay akışı kolay tahmin ediliyor. Serinin 3. kitabı olarak birkaç yer hariç pek bağlantı yoktu. Bu kitabı da biraz ayrıntılı olmasına rağmen hafif birşeyler okumak istiyorum diyenlerin kolaylıkla okuyacağı kitaplardan.
Bu kitap diğerlerinden daha farklı idi. Daha çok polisiye ve romans tarzında idi.
Kitabın konusuna gelince; Lucy cinayet (polisiye) türünde kitapları olan bir yazardır. Kursal yazdığı romanlarında ki olaylar ve internetten tanıştığı bazı adamların onunla çıktıktan bir süre sonra öldürülmeleri Lucy'i polis tarafından şüpheliler arasına girmesine sebep olur. Ama Lucy'nin bundan haberi yok. Yine internette tanıştığı bir adamla çıkmaya başlar. Ama o kişi aslında bir polistir. Ama Lucy bunu bilmez.
Quinn yani dedektifimiz Lucy'nin katil olduğundan nerede emindir. Ama ondan çok etkilenmiştir. Uzak durmaya çalışır ama yapamaz. İkisi beraberken seri katil birini öldürür ve Lucy şüpheliler listesinden çıkar. Sonra işler karışır. Onun polis olduğunu öğrenen Lucy ondan nefret eder. Ama seri katil işleri daha da karıştırır. Daha fazla anlatmayacağım. Kesinlikle güzeldi. İyi okumalar...
Eğlenceli ve sürükleyici bir kitaptı.
Kitabın konusuna gelince;
Joe bir dedektif ve çalınan bir tablonun ve hırsızlığı yaptıklarında şüphelendikleri kişinin peşine düşer. Joe Gabrielle'i takip etmeye başlar. Ve Gabrielle takip edildiğini anlar işler karışır ve Gabrielle polisle anlaşma yapmak zorunda kalır.
Gabrielle çok farklı ve çok hoş bir kızdı bence. Çok sevdim. Şöyle ki, bir insanın karakter yapısının burçlar tarafından çizildiğine inanan, aura çeşitleri ve enerjilere takık, kendi aromatik yağ karışımlarını yapıp bunları satan, eller ve ayaklar konusunda kendine güveni olmasa da resim yapmayı seven, yan iş olarak antikacılıkla uğraşan, annesi ve teyzesi gelecekle ilgili bazen olaylar gören, çok saf, insanlara çabuk kanan ve meditasyonla uğraşan ve çok güzel bir kadın. Ha bu arada temizlik ve yemek yapmaktan ve bulaşık yıkamaktan hiç hoşlanmayan biri.
Joe ise; 5 kız kardeşle büyümüş işini çok seven ama bir süre önce bacağından kurşunlandıktan sonra daha pasif görevler almak zorunda kalan ve yemek yapmayı seven evcimen bir kadınla evlenmek isten yakışıklı bir adam. Ailesi sürekli Joe'nin evlenmesini istiyor. Bir de Joe'nin papağanı Sam var tabi.
Güzeldi. Komikti. Çerezlik okunabilir bir kitap .....
Söylemek istediğim bu romansın son derece samimi bir dille yazıldığı eğlendirdiği ve insanı mutlu ettiği duyumlarına inanmanız kısa sürede gününüze keyif katacak nitelikte. Ben sevdim sıra sizde. :)
276 syf.
8/10 puan verdi
Bir türlü doğru adamı bulamayan aşk romanı yazarı Clare ve onun eski arkadaşı, gazeteci Sebastian' ın aşklarını okuyoruz bu romanda. Zavallı Clare nişanlısını onu aldatırken yakalıyor ve sabah gözlerini açtığında yanında çapkın ama tatlı Sebastian'ı görüyor ve hikaye başlıyor.
Yazarın kalemi güzeldi , kısacık roman hemen bitti. Çiftimizi de sevdim ben. İlişkileri yorucu değildi bir kere. İkisi de ne istediği bilen iki yetişkindi. Bu yüzden gençlik yıllarındaki gibi buram buram aşk, acı, drama alamadım. Daha sakindi her şey ve dozundaydı. İyi okumalar herkese.
304 syf.
8/10 puan verdi
Lucy polisiye cinayet romanları yazan bir yazardır ve son günlerde işlenen seri cinayetleri kitabına konu yapmak için araştırma yapar ve erkeklerle internet üzerinden tanışıp buluşur. Tanıştığı erkekler de cinayete kurban gitmiştir. Quinn ile de bu sayede tanışır ama Quinn söylediği gibi tesisatçı değil cinayetleri araştıran polistir. İlk buluşmada her ikisi de birbirini seri katil zanneder. Birbirlerinden etkilendikleri için görüşmeye devam ederler. Polisiye ve aşkı birarada işlemiş, oldukça da güzel işlemiş. Bildiğimiz sıkı polisiye beklemeyin tabi ama bu türde de oldukça başarılı buldum. Sonunu tahmin etmek zor değildi ama kafa yormayan keyifle okutan bir kitaptı. Sahaflardan buldum iyi ki buldum diyorum. Rastlarsanız kaçırmayın.
Serinin son kitabıda bitti. Bir çırpıda okunacak eğlenceli bir kitaptı. Sam'in oğlu için çabalamasını, daha iyi bir baba olmaya çalışması güzeldi.Yazarın diğer kitaplarınıda mutlaka okuyacağım.
328 syf.
6/10 puan verdi
Şu ana kadar okuduğum, ortalamanın altında olduğunu düşündüğüm 2. kitabı bu. Kesinlikle kötü diyemem ama diğer kitaplarına göre biraz basit kaldı. İki üvey kardeş, geçmişe haddinden fazla takılı kalmışlar, aralarında hem çekim hem de miras olayı var. Geçmiş; Delany için hem üvey kardeşi Nick hem de boğucu kasaba yaşamı açısından saplantı haline gelmiş ve döndüğünde bile hem annesi hem de kasaba yaşamı olarak da takıntı halinde devam etti. Nick tarafında ise durum; babası tarafından kabul görmemiş, yaşadığı çocukluk malum ve bu geleceğini de şekillendirmiş. Bu olayları geçmişte bırakarak günümüze odaklı yazarak ilerleseydi yazar,çok daha okunası olurdu. Bir süre sonra ee yeter ama ya git birlikte ol, ya vazgeç mirastan çek git kasabadan kabak tadı verdin dedirtti.
Yine başından sonu belli olan ancak kendini okutan bir eser. Yazar her ne kadar basit kurgu, basit dil kullansa da bir şekilde romantizme kapılıp gidiyorsunuz. Kitabı elinize alıp bitirmeden bırakamıyorsunuz.
Kitabın konusuna gelince; Clare tarihi aşk romanları yazıyor. e Buram buram aşk kokan kitapların yazarı Clare'in hayatında işler romanlarındaki gibi gitmez. İlişkilerinin sonunda maalesef hep üzülüyor. Nişanlısının gay çıkması ve onu aldatırken yakalanmasından sonra iyice yıkılır.
Sebastian ile Clare'in ortak bir geçmişi vardır. Ama en son görüşmelerinin üzerinden yıllar geçmiştir. Sebastian savaş haberleri yazan bir gazeteci. Sebastian babası ile ilişkisini annesi öldükten sonra düzeltmek için babasının yanına gider ve Clare ile yakınlaşmaya başlarlar. Clare kitaplarında ki gibi romantik bir eş, çocuklar ve bir köpek hayali kurar. Ama Sebastian'ın hayalleri hiç öyle değildir. Sonra sex üzerine dayalı bir ilişkileri başlar. Ama Clare Sebastian'a aşık olduğunu anlar ve Sebastian'a onu sevdiğini söyler ve ayrılırlar.
Yazarın kitaplarında tek sevmediğim şey, Kadın kahramanlar erkek kahramanı çok çabuk affediyor. Azıcık süründür se bence daha iyi olur. İyi okumalar...
Güzel bir kitaptı. Aksiyonu olmasa da iyiydi. Kitabımız romantik komediydi.
Kitabın konusuna gelince; Delaney'in yıllar sonra üvey babasının cenazesi için kasabaya dönmesiyle başlıyor olaylar. 10 yıl önce bir skandalla kasabayı terk eden Delaney geri gelince hiç görmek istemediği kişiyi yani Nick'i görüyor.
Nick, Delaney'in üvey babasının gayrimeşru oğlu ve kabul edilmemiş bir evlat. Nick için çok üzüldüm. Babası tarafından kabul edilmeyişi ve babasının üvey kızına gösterdiği ilgiyi izleyerek büyümüş bir çocuk. Delaney ne kadar imkan sahibiyse Nick bir o kadar sefalet yaşamış maalesef. Ama Nick ne olursa olsun Delaney'e daha küçükken aşık olmuş ama bunu hep saklamış.
Şimdi şartları olan bir miras var ve şartlar Nick ve Delaney için çok zor .
Para mı yoksa aşk mı?
Nick ve Delaney'in çekişmeleri birbirlerine laf atmaları güzeldi.
İyi okumalar...