Kim olduğumuz ve nerede durduğumuz soruları her daim bizleri meşgul etmiştir.
Daha ziyade nereli olduğumuzdan daha çok, ne olduğumuz daha önemlidir kanımca.
Yazarımız kitabında bu sorularla başlamış adeta.
Kimlik deyince daha doğrusu islami kimlik vahyin ışığında nasıl olmalı?
İslami kimlik sadece bir iddia mı yoksa bir hakikatin tescili ve tespiti mi?
İşte bu anafor içinde bizleri adeta bir kimlik sorgulaması ve sahih bir kimliğe nasıl ulaşırız çerçevesinde kimliğimizi yenilememize olanak sağlıyor.
Taklidi değil de tahkiki bir kimlik için vahyin gölgesinde sahih kimlik inşamızı nasıl gerçekleştirebilir sorusuna ayet-hadis-düşünce bağlamında en güzel şekilde açıklamış yazarımız...
benim bu kitaptan edindiğim net fikir ise;
Akıl yanılabilir.
Bilim şaşabilir.
Tecrübe yanıltabilir.
Sezgi sapabilir.
Vicdan sukut edebilir.
Toplum tefessüm edebilir.
Ama;
Yanılmayan,yanıltmayan,şaşmayan,şaşırtmayan,sapmayan,saptırmayan- mutlak - bir doğru var.
O da kuşkusuz ve tartışmasız VAHİYDİR.
Kitapta paylaşılacak o kadar güzide cümleler var ki artık en kısa zamanda bu kitabı okumanızı içtenlikle tavsiye ederim:))
İyi okumalar.