Bir iş ya da görev ehil olmayan birisine teslim edildiğinde iş çirkinleşir, görev bütün işlevlerini yitirir, araçlar ziyan olur, amaçlar unutulur. Maddî ve manevî zarar korkunçtur ama daha korkuncu, bu zararın çabuk fark edilmeyecek olmasıdır.
Görevler ehil olmayanlara dağıtılmış ve yıkım başlamıştır. Şimdi ortada bir hakim vardır ama mahkeme
Huzur İçin Temel Hamle
Bir insanı bir topluma ait kılan, o toplumun sorumluluğuna ortak eden, onu hayata tutunduran en güçlü bağ, insan olduğu için göreceği saygı ve o saygının kurumsallaşmış şekli olan adalettir.
İnsanlara saygı gösterilmesi, bütün işleri sıradan olmaktan ve sıradan yapılmaktan kurtarır. Bir toplumun saygısızlıktan dolayı
Farkın Anlamı Sorumluluğundadır
Bir yazar, öğrenim gördüğü fakültenin dekanıyla aynı fakültede görevli bir hizmetlinin günün sonunda fakülteden beraber çıktıklarına, dertleşerek beraberce yürüdüklerine şahit olduğunu ve bunu yıllardır unutamadığını yazmıştı. Bunu okuduğumuzda çok üzülmüştük; bu kadar doğal bir manzara, değil bir hafızada yer etmek, fark edilmemeliydi bile.
Herkesin herkesle yalnızca “statü” vasıtasıyla ilişkiye geçtiği bir yerde, çok ağır bir sosyal buhran yaşanmakta olduğu muhakkaktır.
Farkların, üstünlük derecesi olmadığını öğreten bir eğitim sisteminden yoksun toplumlarda, insanlar sahip oldukları nimetler oranında kabul göreceklerinden, herkes hak etmediği imkânlar peşinde koşacaktır. Bu tür toplumlarda el etek öpmek, dalkavukluk yapmak fayda sağlamaktadır. Yüksek imkânlar çekişmesinde fazilet daima ezilmiş, neredeyse başını kaldırmaya mecali kalmamış ve belki de artık susmuştur.
Görev, görevliyi değerli ya da değersiz yapmaz. Rütbenin anlamı, kullanıldığı imkânlarda değil, rütbenin verdiği görevlerle kurulacak ilişkinin kalitesinde saklıdır. Rütbede “Albay” sorumluluğuyla “Teğmen” olunursa “Alay Sancağı” tehlikededir.
İnsanların, sahip oldukları imkânlara göre bir değerlilik sıralamasına sokulmasının yanlış ve haksız olduğunu kavrata-mayan ve benimsetemeyen bir sürece, ne denirse densin, eğitim denemez.
Herkesin herkesle yalnızca “statü” vasıtasıyla ilişkiye geçtiği bir yerde, çok ağır bir sosyal buhran yaşanmakta olduğu muhakkaktır.
Vatan yeniden tehlikeye girerse onu kurtaracak yegâne kuvvet milletin içindeki saf ve samimi feragat ve fedakârlık ateşidir. Şehit Mehmetçik bu ateşin yaşayanların kalbinde yanıp yanmadığını bilmek ister.