Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Reşat Enis

Reşat EnisAfrodit Buhurdanında Bir Kadın yazarı
Yazar
6.6/10
54 Kişi
151
Okunma
14
Beğeni
2.994
Görüntülenme

Hakkında

Unutulmaz sosyalist gerçekçi romanlar yazmış ve 1980'lerin başından günümüze kadar birçok önemli eserlerinin yeni baskılarının mevcut olmadığı, adeta suskunluk komplosuna maruz kalan, unutturulmaya çalışılan, görmezden gelinen, mütevaziliği, çalışkanlığı, aydın sorumluluğu ve cesaretiyle birbirinden değerli toplumcu eserlere imza atmış büyük bir yazarımızdır. Babasının subay olması sebebiyle çocukluğu Anadolu'nun değişik yörelerinde geçti. Ortaokulu Çanakkale'de (1924), liseyi İstanbul Erkek Lisesi'nde (1928) tamamlamıştır. Yüksek İktisat ve Ticaret Okulu'nda ve İstanbul Üniversitesi Türkoloji bölümünde okumuştur. Daha sonra Milliyet gazetesinde muhabir olarak çalışmaya başlamış ve adliye röportajlarıyla tanınmıştır. Gazeteciliğe Vakit ve Haber gazetelerinde devam etmiştir. Ünlü şairimiz Nazım Hikmet tarafından “Türk edebiyatının temel taşı." olarak takdir edilen Afrodit Buhurdanında Bir Kadın (1939) genel ahlaka aykırı olduğu iddiasıyla basıldıktan kısa bir süre sonra toplatılmıştır. Bu eserinde yazar, çalışan ve yoksul bir kadının yaşadığı çifte sömürüyü çarpıcı bir şekilde tasvir etmiştir. 1940-1945 yılları arasında Adana'da Bugün gazetesini yönetmiştir. En önemli eserlerinden biri sayılan ve yayınlanır yayınlanmaz toprak ağalarının yoğun baskısı nedeniyle toplatılan Toprak Kokusu (1944) bu dönemdeki gözlemlerinin bir sonucudur. Bu başyapıt, daha sonra ancak 1969'da o da bazı bölümleri sansürlerek Kara Toprak adıyla tekrar yayınlanabilecektir. Bu konuda 1996 yılında Mavi Dergisi'nde yayınlanan söyleşisinde Yazarın oğlu Sayın Gökçe Enis şu değerli bilgileri verir: “Babamın vefatından sonra Milliyet Sanat’da Yaşar Kemal’in övgülerle dolu güzel bir yazısı çıkmıştı. Fakat bir sürü övgünün içinde bir de eleştirisi vardı Yaşar Kemal’in: Reşat Enis’i gazetenin önünden her geçişimizde camın önünde oturur görürdük. Sonra da kitap (Toprak Kokusu) çıkınca şaşırmışlar. Bu nasıl oturduğu yerden Çukurova romanı yazar ki, bize sorsaydı biz onu bazı yerlere götürür, birtakım insanlarla tanıştırırdık. Oysa o oturduğu yerden yazmamış ki. Onun çalıştığı gazete, ağanın gazetesi ve oraya işçiler, topraksız köylüler, yoksul, çaresiz insanlar geliyor. Babam bir gazeteci gibi onlarla konuşup malzeme topluyor. Gezmesine gerek kalmıyor, yazacağı her şey bir bakıma ayağına geliyor. Gerçektende romanlarına bakarsanız, insanın oturduğu yerden yazacağı şeyler değil. Tarzı da öyleydi zaten. Balıkçıları anlatmak için (Ekmek Kavgamız) teknelerle Karadeniz’e açılmıştır. O insanlarla fırtınada, yağmurda ölümle burun buruna yaşamıştır. Keza Sendikacıları anlattığı “Sarı İt”de gene öyle. Sendikacıların içine girip çıkmış, yani insanların içine girip, malzemeyi bizzat onların içinden toplamış. “ [Unutturamadıkları Romancı Reşat Enis (Dosya) - Hazırlayan: Aydan Gündüz, Mavi Dergisi s.7, İstanbul (Kasım 1996).] 1945'de İstanbul'da dönen Reşat Enis Aygen Son Dakika (1945), Cumhuriyet (1952) ve Yeni İstanbul (1957) gazetelerinde köşe yazarı ve yazı işleri müdürü olarak görev yapmıştır. 1947'de yayınlanan Ekmek Kavgamız adlı eserinde balıkçıların hayatını yansıtmıştır. 1949'da Ağlama Duvarı ile yazar 2.Dünya Savaşı İstanbul'unda birçok çevreyi, olayı ve kişiyi okuyucuya aktarır. 1951'de yayınlanan Yolgeçen Hanı ise okurun Anadolu'yu karış karış dolaşan gezici tiyatrolar vasıtasıyla, politikacılar ve ağalar tarafından sömürülen, aşağılanan köylülerle yüzleşmesini sağlar. 1957'de yayınlanan Despot adlı bir diğer şaheserinde ise Kurtuluş Savaşı döneminde kendi çıkarlarını korumak için düşmanla bile işbirliği yapan Davut Ağa'nın öyküsü anlatılır. Roman yayınlanmadan önce Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilirken, roman aleyhine açılan dava beraatle sonuçlanmasına rağmen Cumhuriyet gazetesi bu değerli yazarımızın işine son verir. 1968'de Anadolu Ajansı'nın İstanbul Bürosu yazı işleri sekreterliğinden emekli olmuştur. Aynı yıl yayınlanan Sarı İt ise Türk Edebiyatında işçi-sendika ilişkilerini ele alan ilk romandır.Sarı sendikacılık olarak tarif edilen ve işçi sınıfına düşman bir anlayış bu romanın eleştiri konusunu meydana getirir. Bu önemli sosyalist gerçekçi yazarımız 1970'lerde herhangi bir üretimde bulunmaz, yazmaktan vazgeçer. Yazarın oğlu Sayın Gökçe Enis, Sabah Gazetesinde yayınlanan söyleşisinde bu acı durumu şu sözlerle dile getirir: "Neden bıraktı bilmiyorum. Emekli olup yürüyüşler yapmaya başladı. Fakat yazmadı. Sanırım küstü." Son romanı olan 1981'de tamamladığı ve vasiyetinde yayınlanmasını arzuladığı Kırmızı Karanfil ise ancak ölümünden 25 yıl sonra Yordam Kitap'ın desteğiyle gün ışığına çıkabilecektir. Tıpkı Emile Zola, Maksim Gorki ve Orhan Kemal gibi Reşat Enis de keskin gözlem gücüyle kenar mahallelerdeki yoksul ve dışlanmış insanları, onların gündelik ayakta kalma mücadelerini eserlerinde işlemiştir. Romanlarında fabrikalarda ve madenlerde yaşanan vahşi ve gaddar sömürü bütün açıklığıyla dile getirilir. Eserleri, yaşadığı döneme çarpıcı bir tanıklık olarak her zaman güncelliğini, anlam ve önemini muhafaza edecektir.
Tam adı:
Reşat Enis Aygen
Unvan:
Türk Romancı
Doğum:
İstanbul, 1909
Ölüm:
İstanbul, 1984

Okurlar

14 okur beğendi.
151 okur okudu.
3 okur okuyor.
124 okur okuyacak.
4 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Ankara ekspresi dört sınıf insan taşır: birinci, ikinci, üçüncü mevki ve yataklı vagon yolcusu. Yataklidakiler ne kadar kapitalistse, birinci ve ikinci ne kadar burjuva ise üçüncü mevkidekiler de o nispette komünisttirler."
Dayanın çocuklar... Umutsuzluğa kaptırmayın kendinizi...
Sayfa 254 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Reklam
1 Mayis Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun!
Fabrika önünde, boyunlarında pankartlar, işlerinden atılmış işçiler dolaşıyordu. - Azimliyiz, hakkımızı alacağız... - Ölürüz de haklarımızı çiğnetmeyiz... - Sömürücülüğe paydos... - Sosyal adalet istiyoruz... - Birliğimizi parçalamayınız... - Hak istedik, atıldık... - Sömürülmek istemiyoruz...
Sayfa 42 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Biliyor musunuz hocam, iğreniyorum insanlardan... Korkuyorum insanlardan... -Şirazlı Sadi gibi... "Aslan görürem gorkmirem, gaplan gö­rürem gorkmirem, ille insan görürem gorkirem." Günümüzde dost öylesine bulunmaz Hint kumaşı ki...
Sayfa 23 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Farketmez...
- Şarap mı, rakı mı? - Nasıl olursa...
Sayfa 48 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
232 syf.
4/10 puan verdi
·
5 günde okudu
1930’lardan başlayarak, kıtlığı, kadınların o zamanlarda bir köpek kadar değer görmediğini, patronların İlah, işçilerin ise köle olduğunu işleyen bir kitap. Akıcı. Ancak kadınlar üzerinde o kadar çok durulmuş ki kimi zaman yazarın feminist kimi zaman ise kadın düşmanı olduğunu düşenebiliyorsunuz. Yazar kadınlar üzerinde sık sık cinselliğe değinmiş. Sıkıcı değil ama bir o kadar da cinsel içerikten bunaltan bir kitaptı.
Afrodit Buhurdanında Bir Kadın
Afrodit Buhurdanında Bir KadınReşat Enis · Evrensel Basım Yayın · 200379 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
- Çocuktum, Yıldız... Belki 7 yaşındaydım. Sokağımızın köşesine bir dilenci otururdu. Çarpık çurpuk bir adam... Kafasını geri sarkıtarak, boynunu çarpıtırdı. Donuk, hareketsiz gözlerini gökyüzüne dikerdi. Türlü makamlarla, kasideler okurdu. Iki gözü de görmüyordu onun ve ben mektep dönüşlerinde ona yapmadığımı bırakmazdım: Açık avucuna taş parçaları sıkıştırırdım. Süpürge tellerini kulaklarında dolaştırır, huylandırırdım. Komşu çocuklarıyla birlikte, dizleri dibine serdiği yazma mendildeki onlukları toplardık. Kendimize "döngel" ziyafetleri çekerdik. Sokağımızın başındaki bu dilencinin hayatını yıllarca sonra öğrenmiştim: O, grizo patlamasında gözlerini kaybetmiş bir işçiydi, Yıldız... Ne zalim bir çocuktum ben bilemezsin Yıldız... Evimizin çok yakınında kurbağaların bütün gece durmadan öttüğü sazlı, suları yeşil bir dere vardı. Beni en çok eğlendiren şey, bu bataklı derenin yeşil sularında kurbağa avlamak, elimdeki toplu iğne ile birer birer gözlerine oymaktı. Zavallı kurbağacıkların can acısıyla sağa sola saldırışlarını seyrederken korkarak titrerdim, katıla katıla gülerdim. Bütün bu zulümlerin cezasını gözlerimle ödüyorum Yıldız... Kitabın en güzel kısmı.
Afrodit Buhurdanında Bir Kadın
Afrodit Buhurdanında Bir KadınReşat Enis · Evrensel Basım Yayın · 200379 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Uzun bir süre gazetecilik yapan ve bu meslekten emekli olan Enis, gazete patronlarıyla mücadelesini, meslekle ilgili birkaç sorun ve acı-tatlı olaylar dışında, gazetecilik hayatıyla ilgili yaşamını fazla öne çıkarmaz Kırmızı Karanfil’de. Yaşadığı, tanık olduğu olaylar ve gözlemleri bütün bir yaşamını kapsadığından, kendisiyle birlikte okuyucuyu bir toplum çıkmazında gezintiye çıkaran Reşat Enis, izlediği ve gözlemlediği olaylar karşısında sadece bir yazar olarak değil, aynı zamanda yaşadıklarından etkilenen biri olarak da çıkar okuyucu karşısına ama bu yüzeysel bir etkilenme olmayacaktır. Çünkü, yaşadığı ve gözlemlediği olayları kaleme almaktan çok, canlı bir insan vardır karşımızda ve biz süreçle birlikte, bir yazarın değişimini de izleriz Kırmızı Karanfil’de. Türkiye’nin yaklaşık yetmiş yıllık sürecini, fotoğraf kareleri netliğinde gözler önüne seren Kırmızı Karanfil, yakın tarihte yaşananları toplumcu bir estetikle ele alan ve unutmamak gerektiğini vurgulayan, okunması gereken bir kitap.
Kırmızı Karanfil
Kırmızı KaranfilReşat Enis · 20069 okunma