Taşrada yaşan orta halli bir polisin etrafında gelişen olaylar ve 4lü cinayet. Anlatımı oldukça basit liseli bir gencin günlüğü gibi. Biraz da komik, eğlenceli. Polisiye sevenlere basit gelir ama tavsiye ederim.
Klasik bir polisye degil önce onu söyleyerek sizi uyarim öyle düşünürseniz büyük hayal kırıklığı yaşarsınız...
Gelelim kitaba şimdi size spoiler vermeden kisaca şöyle anlatabilirim...
Franz Eberhofer disiplinsizlik nedeniyle memleketine sürülmüş bir polis memuru çenesi de oldukça düşük biri hatta size şöyle örnek verebilirim hani bazı teyzeler vardır. Konuşmayı çok severler ve bir anda konudan konuya atlarlar ve çok kısa süre içerisinde ister istemez pek çok konu hakkında bilgi sahibi olmamıza neden olurlar ya işte Franz tam da böyle bir karakter... .
Neyse konuya gelelim kasabadaki hayat fazla monotondur ancak bir müddet sonra bu monotonluk aynı aileden üç kişinin kısa aralıklarla ölmesi sonucu değişiyor. En azından Franz için...
Tekrar diyorum kitap bildiğimiz polisiyelere hiç ama hiç benzemiyor Anlatım tarzı türü oldukça farklı bir polisiye kitapla karşı karşıyayız..
Kitapta anlatılan olaylar anlatım tarzı oldukca eğlenceli. Bu yüzden ben okurken sıkılmadım tersine çok eğlendim. Özellikle de Franz'ın büyükannesine bayıldım. Büyükanne Lenerl harika yemekler yapıyor bu arada kitap sonunda orjinal olduğunu düşündüğüm bir kaç büyükannesi Lenerl nin tarifleri var ayrıca Lenerl tam bir indirim avcısı nerede indirim orada büyükanne Lenerl...
Farklı bir tarz arayanlar bu seriye bir şans verebilirler. Ancak sizleri şimdiden uyarıyorum gerçekten çok farklı bir okuma bekliyor olacak sizi...
Bu sefer taşrada firari bir psikopat katil, Hâkim’in yatağında kanlı bir kelle, Bavyera’dan İtalya’ya Franz’ın peşini bırakmayan gizemler var. Yakın zamanda komiserliğe yükselen Franz Eberhofer’in kasabasında hayat olanca sıradanlığıyla akmaktadır. Babasına dayanamayan Franz, büyükannenin yemeklerinde teselli bulmaktadır. Ailenin yeni üyesi Suşi’nin sevimliliği, Leopold’un (Franz'in kardeşi) varlığını biraz olsun katlanılır kılmaktadır. Kasaba sakinleri sıkıcı hayatlarını dedikodularla şenlendirirken Susi de İtalya’da gününü gün etmektedir. Ancak bir sabah Franz, Landshut Emniyeti’nden bir telefon alır. On beş yıl hapis cezasına çarptırılan katil Dr. Küstner hapishaneden kaçmıştır. Bu sırada kasabada da olağandışı olaylar meydana gelir: Hâkim Moratschek kimseye kanıtlayamadığı tehdit mesajları alır, baba Eberhofer Rolling Stones dinlemeye başlar, Susi’nin İtalya’da zor günler geçirdiği ortaya çıkar. Peki, Hâkim’in karısıyla birlikte kaplıcada görülen “kuzen” de kimdir ve Franz bütün bu olayları çözerken akli dengesini koruyabilecek midir? Serinin son kitabı da fena değildi.