Kütüphanede gezinirken gözüme çarpan ve açtığım ilk sayfada rastladığım anekdotla içimde okuma isteği uyandıran bir kitap oldu "Beş Şair"
Yazarımız Sadettin Kaplan Tevfik Fikret, Mehmet Akif, Yahya Kemal, Nazım Hikmet ve Necip Fazıl'ı kendince ve her yönüyle incelemiş. Her yönüyle derken gerçekten her yönüyle.. Misal Necip Fazıl'ın soyunu merak edebilirsiniz veya Tevfik Fikret'in tipini, Yahya Kemal'in huylarını, Mehmet Akif'in edebi kişiliğini, Nazım'ın şiirlerini okumak ve öğrenmek isterseniz açın bu kitabı okuyun. Bu başlıkların dışında daha başka başlıklar da bulacaksınız kitap da. Bu başlıkların hepsini okudum mu? Hayır. Ama bu kitap akademik olmayan bir başucu kitabı bu beş şairimizle ilgili. Kütüphanenizde her daim bulunabilir. Tavsiyemdir. İyi okumalar.
Heybe
Örnek verilerek bir dakikada anlaşılabilen bir konu, örnek verilmezse bir saatte anlaşılamayabilir. Eğitimle uğraşanların bildiği gibi örnek vermek, öğretimi hem hızlandırır hem de kalıcılığını artırır. Örnek kelimesi yerine eskiden misal kelimesini kullanırdık. Misal kelimesi ile akraba olan bir kelimemiz daha var ki o da masal kelimesi. Masallar, misallerle yani örneklerle dolu. Barındırdıkları kurgunun etkisiyle, çok zor anlatılabilecek meseleleri kolayca öğretiveriyor çocuklara. Çocuk eğitimi için en etkili araçlardan biri olan masal, çocuğa iyiyi, doğruyu ve güzeli aşılıyorsa ne alâ. Fakat hırsızların baş kahraman olduğu masallar da var bu çağda.
Bu video, hikmeti öğütleyen misellerin peşinde olanlar için çekilmiştir:
youtu.be/48pPPXXQ_nQ
Kitap çok güzel bir kitap kısa kısa hikayeler var okuduğunuzda düşünceler yenileniyor ..
Ders çıkarılacak niteliğinde hikayeler ..
Anlatılmaz okunur desem yeridir .
Selçuklu döneminde seferden sefere yel gibi esen Kara Kasırga'nın hayatının bazı dönemlerinin anlatıldığı bir kitap...
Bence yazım dili gayet akıcı ve güzeldi. Su gibi okuyabiliyorsunuz. Tabi olaylar da keza güzeldi.
Beni şoklara sokan bir kaç olay da oldu. Hatta bir olay oldu ki algılayabilmek için kitabı okumaya ara verdim. Çünkü kafamda her karakterin yerine geçip onları kendimmiş gibi canlandırdığım için ben yıkıldım, bittim .
Okumak için vakit ayırdığınıza değecek bir kahramanlık hikayesi.
Pek çok alıntılancak kesit vardı (En bi sevdiğim şeyy)
Güssseldi ♡
Kara KasırgaSadettin Kaplan · Çelik Yayınevi · 201417 okunma
Çocukken okuduğum ilk hikaye kitabı olması nedeniyle bendeki yeri çok özel... Okuduktan sonra etkisinden haftalarca çıkamadığım bir kitap olmuştu. Bana kitap okumayı sevdiren ilk kitaptı.
Yazarın dediği gibi " Tuna nehri, her ne kadar da " akmam " derse de,asırlardır akıp gidiyor...
Bu kitapta," Tuna Boylarında " 1393,1523,1530,1535,1536 ve 1985 yıllarında yaşanan isimsiz kahramanlar / kahramanlıklar anlatılıyor.
Tavsiye eder, iyi okumalar dilerim.
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ama sanırım aynı zamanda yazdığı ilk kitaptı. Gereksiz karakter,yer ve olaylardan bahsedilmesi;zaman geçişlerinin ani ve belirsiz olması,şaşırtıcı olmasını istediği öğelerin net olmaması gibi bazı acemilikler göze çarpıyordu. Mesela; Suzan Ziya Bey’in metresi mi yoksa pis işlerine maşa bulmak için kullandığı yem miydi? Ziya Bey hiç görmediği,duymadığı,varlığını bile bilmediği birini nasıl yanında çalıştırmak ister? Suzan’ın yalanları nasıl ortaya çıkmaz? Ayşe detayına girerek Ayfer karakterini de oluşturmaya gerek var mıydı? Vs...
Dili duru,yalın ve akıcı; üslubu ise ne çok sürükleyici ne de çok sıkıcıydı. Konusu itibariyle gerçekleşmesi muhtemeldi. Ancak aklınızın ipleri ile oynayacak ya da size çok şey katacak bir kitap değildi. Tabi ki sosyal mesajı vardı ama okumasanız da kaybedeceğiniz pek bir şey yoktu. Okuyup okumamakta seçim sizin. Kitapla kalın.
Mutlu mesut hayatlarına büyük şehrin hayâlleri ve büyük ümitler katarak Anadolu’dan kopup gelen yedi kişilik bir ailenin, büyük şehrin gecekondu mahallelerinde hayata tutunma gayretini anlatıyor kitabımız. 90’lı yıllarından sonlarında geçen öykünün İstanbul’u kendinden olmayana ve kesesi dolu gelmeyene sancılı bir serap gibidir. Seraba bir kez dalıp da rezil olunca, ailemizin babası Hasan, gururuna yediremeyip köye de geri dönemez. Yola çıkarken kurulan hayaller gitmiş yerini güneş görmez günler almıştır.
1918 yılında kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kuruluş - yıkılış ve Sovyet boyunduruğu altındaki zor zamanlarına tanıklık eden Bahtiyar Dede'nin ;babasıyla birlikte on günlüğüne Türkiye'den Bakü'ye gelen on iki yaşındaki Aydemir ile yaptığı hoş ama bir o kadar da acıklı sohbeti bir solukta okuyacaksınız.
Özelikle Azerbaycan - Türkiye kardeşliğinin altını çizen bu kitabın ilk ve ortaokul çağındaki çocuklarımıza mutlaka okutulması gerekir.
Apar Meni ArasSadettin Kaplan · Alioğlu Yayınları · 200319 okunma
Eski eşyaları karıştırırken bir seccadenin arasından sıyrılıp ellerime düşen bir solukta okuyup çocukluğuma ve dedeme özlem duymama sebep olan minicik bir hikayecik...
