Saime Tuğrul

Saime TuğrulEbedi Kutsal Ezeli Kurban yazarı
Yazar
9.0/10
8 Kişi
29
Okunma
1
Beğeni
1.663
Görüntülenme
Kendinin bir sonu olacağının bilincinde olan insan için yaşadığı dünyanın da sonlanması ve nihayet ölümsüzlüğe kavuşacağı ‘öteki dünya ‘ fikri , rahatlatıcı olduğu kadar geleceğe yatırım yapmanın da yolunu açar ..
Sayfa 166Kitabı okudu
Sonsuzluk , düşüncemizin hapishanesidir . Bu nedenle, düşüncenin evrenselliği ve Tanrı’nın bütünsel bakışı da bizim evrenimizle sınırlıdır ..
Sayfa 158Kitabı okudu
Reklam
Kutsalın oluşması ve varlığını sürdürebilmesi için şiddet , şiddetin kendi haklılığını kurabilmesi için kutsallık gereklidir . Her türlü düzen ve otorite, kurumsallaşmış bir şiddet üzerine oluşur , bu şiddeti meşru kılmanın yolu ise kutsallığın atfedildiği değer ve yapılanmaları yaratmaktır ..
Değişimin oluşması bir kırılmayı ve şiddeti getirir ; Platon’un mağara alegorisinde olduğu gibi, mahkumlardan biri ruhunun derinliklerinde hatırladığı bir hakikatin peşine düşecek ve arkadan gelen ışığın hakikatini merak edecektir ve her ne pahasına olursa olsun (ölüm de dahil) , tek başına o gerçekliği aramaya gidecektir ..
Tanrı fikri , insanın kendinden daha üstün bir varlığın temsilidir ; bu Zeus , Yahve , Allah ya da totem gibi bilinçli bir varlık olabildiği gibi, soyut birtakım güçler de olabilir. İnsan , kendi gücünü , bu üstün güçler veya varlıklarla alışveriş içinde sınar . Kendini bu güçlere bağımlı hisseden insan , kutsallık prensibi etrafında belirli kural ve uygulamalara moral olarak uymak zorunluluğunu duyar ..
Rasyonalite ve aklın egemenliğinin bir gün gerçekleşeceği fikrinin de bir yanılsama olduğunu düşünür Freud ama tercihi , bu yanılsamadan yanadır . Oysa toplumların dinden , inançtan vazgeçebileceklerini iddia etmek de bir yanılsamadır ..
Reklam
Dinler neden yaşamaya devam ediyorlar ?
Dinlerin gösterdiği gerçeklikler çürütülse de , dinlerin yaşamaya devam ediyor olmasının nedeni Freud’a göre, dinin gücünün ne bir hakikat ne bir ideal ne de yanlış olmasından gelir . Dini gücün temeli bir ‘yanılsama ‘ olmasındandır . Din , insanları birbirine bağlayan bir işlevselliğin , insan isteminin çarpıtılmış biçimidir . Yanılsamalar , gerçeklerden kopuk olduklarından ne çürütülebilir ne de tersi ispat edebilirdirler; kendi mantığı içinde , dogmasına bağlı kalmak durumundadırlar…
Rudolph Otto’ya göre kutsalın korkutucu , ürpertici gizemi aynı zamanda büyüleyicidir . Kutsal hep bir fazlayı içerdiğinden , insanoğlu sürekli ona ulaşmanın yollarını arar. Kutsalın çekici gücüne karşı koyması mümkün olmadığı gibi , kutsala yaklaştıkça kendi varlığı da bu büyük güç karşısında erir . Dinsel yaşam bu çekimin içinde başlar ..
Vuuuu
Şeytan , Tanrı’yı temize çıkarmak için bulunmuş en iyi kurnazlıktır ..
Kutsallığı içselleştirmenin en iyi yolu, en kutsal olanı kurban verebilmektir . Ulus-devlet için de , askerliğe en değerliler , erkek çocukları gönderilir ; değersiz kız çocukları değil . Toplum , en değerli varlıkları olan erkek çocuklarını kurban vererek , kendi kutsallığını yeniden üretir ..
Reklam
Modernleşmenin henüz eşiğindeki ulus devlet sürecinde mukaddes olarak tanımlanan ‘vatan toprağı’ nı korumak için elimde tuttuğu ve uyguladığı hayat alma - verme eylemi , arkaik kutsal- kurban ilişkisinden çok farklı değildir..
Her kurulmuş düzen , özünde bir şiddet içerir . Daha sonra da bu düzeni korumak için şiddet uygulanır. Yasaların gücü , özündeki bu şiddeti denetleyebilmesiyle orantılıdır ..
Her şeyin dinsel alan içinde olduğu Arkaik veya geleneksel toplumda kutsallık din etrafında örgütlenirken , modernleşme sürecinde kutsallık da dinden kopar ve ulus devlet çerçevesinde vatan , bayrak , vatan toprağı etrafında, modernite içerisinde de insan hayatı , bedeni , canlı olarak insan varlığı etrafındaki tertibatların temelini oluşturur..
Modernite, kendi öz kimliğinden vazgeçmeden ötekini içine alabilmektir. Ancak insanın öznelliği ve tekilliği öylesine kutsallaşır ki, içine aldığı "öteki" de kendisinden başkası değildir. Bir yandan, ötekinde kendi aynılığını görebilen insan, bir yandan da sadece "yaşayan insan" olarak kendi kutsallığını ilan ederken, bu süreçte kurbanların tanımı da bireyin durduğu yere göre değişir.
Resim